Davalı Sigortanın, ödediği tazminatı tahsil etmek için davacıyı, trafik kazasında ölen failin mirasçısı zannıyla icra takibine geçmesinde kötü niyetli ve haksız olduğunu kabul etmek olanağı olmadığından, icra inkar tazminatına mahkûm edilmemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Her ne kadar dava konusu bono zamanaşımına uğramış ise de, davacı temel ilişkiye dayanarak dava açmış olduğundan ve iddiaya konu satış ilişkisi sebebiyle 10 yıllık zamanaşımı süresi söz konusu olacağından davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Araç alım-satım sözleşmelerinin yasa gereği resmi şekilde yapılması zorunlu olup, resmi şekilde yapılmayan sözleşmelerin geçersiz olup tarafların aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile yükümlü oldukları, resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olan sözleşmede öngörülen cezai şartın ana borca bağlı fer’i nitelikte borç olmakla, kararlaştırılan cezai şartın da geçersiz olacağı, “davalının davacıya haricen sattığı aracın davacı elinden davalı ve eşinin borcu nedeni ile icra marifeti ile elinden alındığı, bu suretle davacının yaptığı ödemelerle iyi niyetli zilyet olarak yaptığı masrafları davalıdan talep edebileceği” doğrultusundaki mahkeme kararında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Davacı tarafa verilen kesin süreye rağmen davalının kredi kartıyla harcama yaptığını gösterir imzasının bulunduğu veya şifre kullandığını belgeleyen slipi ibraz etmemesi, davalının da bir belge imzalayıp iptal işleminin yapıldığı beyanı ve bu beyanın, işyerinin bankaya gönderdiği yazıda kredi kartı sahibine alacak kaydedilmesi istediği listede alacağın bulunması karşısında, “ispat edilemeyen davanın reddine” karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Davalı bir kamu idaresinin avukatlığını yapmakta olup, almış olduğu eğitim ve ifa ettiği meslek dolayısıyla kredi kartı kullanmanın sorumluluğunu en az günlük hayatta kredi kartı kullanan diğer bireyler kadar bilen veya bilmesi gereken bir konumdadır. Kendisiyle ilgili yaptığı hukuki işlemlerin içeriği hakkında fikir ve bilgi sahibi olmanın ötesinde, bir kamu idaresinin tarafı olduğu hukuki işlemlerin dahi takibini yapmakta ve sorumluluğunu üstlenmekte olup, bu işi de meslek edinmiştir. Bu nedenle bir avukatın, kullandığı kredi kartından doğan borçtan ama olmasını ileri sürmesi, hakkın kötüye kullanılmasıdır-
Dosyaya bir örneği sunulmuş olan Ticaret Sicil Gazetesi içeriğinden, takip ve dava tarihi itibarı ile dava dilekçesinde “davalı” olarak gösterilen şirketin tüzel kişiliğinin olmadığı anlaşılmakla, tüzel kişiliği olmayan şirket aleyhine dava açılamayacağı-
Davalının akdi ilişkiyi kabul ettiği durumlarda, davacının ikametgâhında “itirazın iptali davası”nın açılabileceği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıdan talep edilebilecek miktar saptanmış olmasına ve mahkemece itirazın bu miktar üzerinden iptaline karar verildiği halde, “takibin bu miktarı aşan meblağla devamına” karar verilmiş olmasının yerinde olmayacağı-
Kurumu zarara uğratma, niteliği itibarı ile haksız eylem olup, haksız eylemin ve zararın olup olmadığı yapılacak yargılama sonunda belirleneceğinden, icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmayacağı-
İsticvap işleminden sonra ‘ödemelerin borca yönelik olduğu kanaatine varılması halinde defterlerinde ödeme kaydı görünen davalıya TTK’nun 83.maddesi uyarınca tamamlayıcı yemin verilmesi’ gereğine de işaret edilmiş ise de; aşağıda açıklanan şekilde yerine getirilecek isticvaptan sonra ortaya çıkacak hukuksal durum ne şekilde olursa olsun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü açısından hukuken nihai bir sonucu ortaya koymaya her halükarda yeterli olacağından; somut olayda TTK’nun 83.maddesi çerçevesinde tamamlayıcı yemine başvurulmasına yer ve gerek bulunmadığı-