Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin senet karşılığı kredi işlemine ilişkin olup, TTK.’ nun 8. maddesinde düzenlenen “cari hesap” şeklinde çalışan ticari bir kredi olduğu ve genel mahkemenin görevine girdiği gözetilerek, işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, tüketici mahkemesinin görevine girdiğinden bahisle, yazılı şekilde “görevsizlik kararı” verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez. Borcun asıl borçludan tahsil edilmesinin mümkün olmaması halinde, şahsi teminat veren kefilden tahsilinin istenebileceği-
Abonelik sözleşmesinden kaynaklanan elektrik tüketim bedeli “likit” nitelikte olduğundan, İİK’ nun 67/2 maddesi gereği icra inkâr tazminatına hükmedilmek gerekeceği-
Banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak likit olduğundan İİK.’ nun 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmetmek gerekeceği-
Davacı, zamanaşımına uğrayan çeke “delil başlangıcı” olarak dayanabilir ve temel ilişkiden kaynaklanan alacağını tanık dahil diğer delillerle kanıtlamak suretiyle talep edebilir. Salt zamanaşımına uğramış çek, alacak iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda davacı tanık deliline dayanmış ise de, dinlenen davacı tanıkları, temel ilişkiden doğan alacağın varlığı yönünde inandırıcı beyanda bulunamadıklarından ve davacı delil listesinde yemin deliline de dayanmadığından kanıtlanamayan davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Kendisine vasi tayin edilmiş kişiler bakımından vasilerinin temyiz talebinde bulunabileceği- Vasi temyiz talebinde bulunmamış, asil temyiz talebinde bulunmuş ise vasiye tebligat çıkarılarak temyiz talebine icazet vermediklerini açıkça bildirmeleri, aksi halde icazet vermiş kabul edilecekleri ihtar edilmeli ve neticesine göre karar verilmelidir-
Direnme kararları da dâhil olmak üzere, yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay Daireleri ya da Hukuk Genel Kurulu’nca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesinin mümkün olup olmadığı belirlenirken; temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o kararın tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı-
Dava kısmen kabul ve kısmen reddedildiğine göre, davacı lehine kabul edilen kısım üzerinden nispi vekâlet ücreti takdiri gerekirken, sanki dava tamamen kabul edilmiş gibi icra takibine konu edilen alacak miktarının tümü üzerinden vekâlet ücreti takdiri yerinde olmadığı gibi, davalı yararına reddedilen kısım üzerinden nispi vekâlet ücreti takdiri gerekirken, maktu vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Hükmedilen miktarın ne kadarının “asıl alacak” olduğu açıklanmadan, bu miktar üzerinden “takibin devamına” biçiminde hüküm oluşturulması, faize faiz yürütülmesine olanak sağlayacak nitelikte olduğundan, hükmün bozulması gerekeceği-
Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan alacak nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali olup, kaçak elektrik kullanımı haksız fiil niteliğinde olup,bu nedenle kaçak elektrik kullanımından doğan asıl alacağa, gecikme zammı değil, haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği-