Davacının dava dilekçesinde ‘’her türlü delil’’ diyerek, delil listesinde ise açıkça ‘’yemin’’ demek suretiyle yemin deliline de dayandığı gözetilerek, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, sonucuna göre karar vermek gerekeceği-
Sebepsiz zenginleşen kötü niyetli ise iade borcunun zenginleşmenin tamamını kapsayacağı-
Davaya dayanak yapılan genel kurulda, aidatlarını zamanında ödemeyenlerden aylık %20 oranında gecikme cezası alınması kararlaştırılmış ise de, konut yapı kooperatifi ile ortağı arasındaki ilişkinin bir ticari ilişki olmaması, belirlenen oranın B.K.nun 19 ve 20. madde hükümleri karşısında geçersiz bulunması mahkemece gözden kaçırılarak, gerek işlemiş gerekse işleyecek faiz yönünden bu oranın esas alınması sureti ile karar oluşturulmasının bozmayı gerektireceği-
Mahkemece, davalı kefilin sorumlu olduğu miktarın belli olmaması nedeni ile davanın reddine karar vermesinde isabetsiz bir yön bulunmadığı-
Gayrimenkul tellallığı akdi yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmaz. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup öngörülen şekil şartı ispat değil geçerlilik şartıdır. Bu hususun mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Yazılı olarak yapılması yasada öngörülen ve taraflara karşılıklı hak ve yükümlülükler getiren bir sözleşmenin hukuken geçerlilik kazanabilmesi, borç yüklenen tarafların imzalarının bulunması ile mümkündür. Sadece bir tarafın imzalamış olduğu belge hukuken tek taraflı irade açıklaması niteliğini taşır ve hakkın esasına yönelik bulunan şekil eksikliği nedeni ile tarafları bağlayıcı bir sözleşme olarak kabul edilemeyeceği-
Davacı, davalıyla arasında temel ilişki bulunduğunu iddia etmiş ve davanın zaman aşımı dolmadan açıldığı da anlaşıldığından davacıya alacağını kanıtlamaya elverişli delillerini sunma olanağının verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinin davalı şirkete Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümlerine aykırı olarak tebliği durumunda, bu durum savunma hakkının kısıtlanmasına yol açan esaslı bir usul hatası olduğundan, mahkemece dava dilekçesinin davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliği ile adı geçen davalının savunması alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilmek sureti ile karar vermek gerekeceği-
Davalı işyeri ile ilgili kira sözleşmesi sunmuştur. Bu durumda davalı hakkında ancak kira başlangıcından sonraki dönem için doğan su borcu için talepte bulunulabileceği-
Davacının 1. haciz ihbarnamesine karşı verdiği cevabın “itirazın iptali davası” na konu edilemeyeceği; alacaklın İİK. nun 89/IV maddesine göre icra mahkemesinde “tazminat ve ceza davası” açabileceği-
Dava, banka şubesinde veznedar olarak görev yapan davalının sorumlu olduğu vezne kabininin içinde bulunan dövizlerin vezne camından kimliği belirlenemeyen şahıslarca çalınması nedeniyle uğranılan zararın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu olayda; davalı, dövizleri vezne camından görülecek şekilde banko üzerinde açıkta bırakmış ve başkaca bir güvenlik önlemi almadan veznesinden ayrılmıştır. Bu durumda davalının, zarara neden olan eylemde ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Olayın gelişimi, davalının davranış faktörleri ve kusurunun ağırlığı gözetildiğinde mahkemece davalının %10 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile zarar miktarından fazla miktarda indirim yapılmış olması somut olayın özelliğine uygun düşmemektedir. Şu durumda mahkemece davalının kusurunun ağırlığı nazara alınarak daha az oranda indirim yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-