Kaçak elektrik kullanımının haksız eylem niteliği tartışmasızdır. Haksız eyleme konu zararın miktarı başlangıçta belirli olmayıp, çözümü yargılamayı gerektirmektedir. Bu nedenle, likit bir alacaktan söz edilemez. Şu durumda dava konusu olayda uygulama yeri bulunmayan İİK.’ nun 67. maddesi uyarınca icra tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmayacağı-
Dava kısmen kabul edildiğine göre, reddedilen kısım yönünden davalılar yararına vekalet ücreti ve yargılama masraflarına hükmedilmesi gerekeceği-
Davada gösterilen başarıya göre değişmek ve %25’i aşmamak üzere, dava olunan veya hükmolunacak şeyin değerinin belli bir yüzdesinin avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabileceği, ancak avukatın davayı kazanması koşuluna bağlı olan sözleşmeler ile dava konusu mal, alacak veya hak gibi kıymetlerden bir kısmının aynen avukata ait olacağına ilişkin sözleşmelerin de “hasılı davaya iştirak” niteliğinde olduğundan geçersiz olacağı-
Dava konusu kredi sözleşmesi ile alınan araç ticari araç olup, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği-
Davacı yetkili olmayan icra dairesinde takip yapmakla bu konuda tercih hakkı davalıya geçeceğinden ve davalı doğru icra dairesini gösterdiğinden davacının itirazın iptali davasını, doğru icra dairesinde başlatmadığından, reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmayacağı-
Davacı bilirkişi raporunda ödendiği belirtilen faturanın ödenmediğini, hesap ekstresinde hata yapılarak ödendi gibi gösterilmiş ise de, sonradan bu hatanın düzeltilip yine hesap ekstresinde 49 iptal kodu ile iptal edilmiş olduğunu belirterek bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Davacı idarenin cevabi yazısında da iptalle ilgili açıklamalarda bulunduğu görülmekle, mahkemece davacının bu yöne ilişkin itirazları incelenip bilirkişiden yeni bir ek rapor alınarak oluşacak duruma göre karar gerekeceği-
Mahkemece davaya konu takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı, yetkili icra dairesinin davalı ikametgâhı veya akdin ifa yeri olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinde yasaya aykırı yön bulunmayacağı-
Davacı, yargılama sırasında “asıl alacaklarını tahsil ettiklerini, ancak icra takibine, takip masrafları ve icra vekâlet ücreti yönünden devam ettiklerini” bildirmiş olduğundan, mahkemece, icra takibinden sonra ödendiği uyuşmazlık konusu olmayan asıl alacak dışındaki davacı talepleri yönünden inceleme yapılarak, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, “alacağın ödendiği”nden bahisle, diğer talepler konusunda karar alınmamasının bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesinde “kart sahibinin kartın kaybolduğunu veya çalındığını bankaya hemen bildirmiş olsa dahi kartın numarası yurtiçi veya yurt dışı yasaklanmış kart listesine girinceye kadar üçüncü kişiler tarafından yapılacak harcamalardan sorumlu olacağı” belirtilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece 5464 sayılı Kanunun hükümleri ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ilgili maddesi incelenip değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği-
Yerel mahkeme kararı, “alacaklının takip talepnamesindeki talebi doğrultusunda, icra takibinin sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülmek suretiyle devamını sağlayacak” nitelikte olup, bu nedenle onanması gerekeceği-