Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalıya teslim olunan ancak ayıplı olduğu için reklamasyon faturası kesilen mamullerin ayıplı olup olmadığı konusundadır. Mahkemece “reklamasyon faturası üzerine, davacı şirket çalışanının ayıplı mal iddiasını kabul ettiği ve yeni bir anlaşma yaptığı” görüşü ile dava reddedilmiş ise de, dosyadaki belgelerden, şirket çalışanının davacı şirketi borçlandırma yetkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece davalının elinde olduğu bildirilen mamuller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, ayıplı olup olmadığı belirlenmeli, eserin reddi gerekiyorsa davanın reddine karar verilmeli, bedelden tenzil sureti ile eserin kabulü mümkün ise ayıplı imalat tutarınca icra takibine yapılan itiraz haklı görülerek, davanın “inkâr tazminatı talebi de reddedilerek’’ sonuçlandırılması gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, ipotek 3. kişi tarafından verilmiş ise İİK. nun 149/b maddesi uyarınca hem asıl borçlu, hem de ipotek veren 3. kişi hakkında birlikte takip yapılması gerekir. Bir başka anlatımla ipotek veren 3.kişi ile asıl borçlu arasında mecburi takip ve dava arkadaşlığı vardır. Somut olayda kredi borçlusu hakkında takip yapılmamıştır. Taraf teşkilindeki bu eksiklik sonradan tamamlanamayacağı gibi, kamu düzeni ile ilişkili olduğundan, takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilecek durumda olup, mahkemenin bu yönü gözetmeden işin esasına girerek karar oluşturmasının bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasında temel ilişkinin bulunmadığı durumlarda, zamanaşımına uğramış çekin “delil başlangıcı” niteliğinde olmadığı, ancak temel ilişki varsa zamanaşımına uğrayan çekin “delil başlangıcı” niteliğinde olduğu, mahkemece temel ilişki yönünden toplanan deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, davacının usuli kazanılmış hakkını ortadan kaldıran gerekçeyle “davanın reddine” karar vermesinin bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasında imzalanmış belgede davalı şirket “yurtdışındaki mahkemeler tarafından akreditifle ilgili ödemelerin durdurulması halinde, bundan önce ödenmiş vesaik bedelini derhal bankaya ödeneceğini” taahhüt etmiştir. Taahhütnamede, önce rezerv konulması şartı olmadan, mahkemelerin akredifle ilgili ödemeleri tedbiren durdurması halinde, ödeme yapan muhabir davacı bankaya, davalıya rücu imkânı verilmektedir. Akredif amiri ve amir bankanın bulunduğu yerde açılan davada tedbir kararı verildiğine ilişkin belge sunulduğuna göre, davacı muhabir banka kredi müşterisi davalıdan, ödediği meblağı talep hakkı bulunacağı-
Alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka şekilde öğrenmiş olsa bile, borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilmedikçe, İİK. 264/II, c:2’deki 7 günlük sürenin işlemeye başlamayacağı–
Davacının haksız olarak azledilmesi ile hukuki yardım sona erdiğinden, bu icra takiplerinin davacı yönünden takibinin artık mümkün olmadığı; buna göre takip edilen icra dosyaları bakımından tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olanlar için takip tarihindeki AAÜT’ye göre hesaplanacak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin toplamının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın likit olduğu gözetilmeden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Uyuşmazlık Banka Kredi Kartı Sözleşmesinden kaynaklandığına ve dava da banka tarafından açıldığına göre, uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken tüketici mahkemesi sıfatıyla davaya bakılıp, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
İİK’nun 45/1. maddesi uyarınca rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi olan şahıslardan olsa bile, alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yolu takip yapabilir. Ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya genel haciz yoluyla takip edebileceğinden; asıl borçlu olan davalı şirket hakkında anılan yasa hükmü gözetilmeden karar oluşturmuş olmasının bozmayı gerektireceği-
Kural olarak tazmin edilmeyen mer’i teminat mektupları muaccel hale gelmediğinden, ipotekli takip konusu yapılamaz. Hal böyle olunca; bu ilkeye aykırı hareket edilerek ipotekli takip içinde teminat mektubunun depo edilmesi istenmiş olduğundan, bu hususa ilişkin istem kurala aykırı olduğundan reddi gerekeceği-