Birden fazla davalının bulunduğu davada davalılardan biri hakkında verilen kararın kesinleştiği, bu durumda diğer davalının sebepsiz zenginleşmediği noktasında, ödeme savunmasını kanıtlayamamış olması karşısında ve birinci davalı hakkında kararın kesinleştiğinden, ikinci davalı yönünden de aynı miktar üzerinden davanın kabulü gerekeceği-
Davacının kullandığı kredinin teminatı olarak dava dışı kişi tarafından taşınmazın ipotek ettirildiği, bu ipotek nedeni ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, icra dosyasının borcun tahsil edilmesi nedeni ile işlemden kaldırıldığı, asıl borç sona erdiği için fer’ilerinin de son bulduğu, davacının faiz alacağı konusunda hakkını saklı tutmadığı gerekçesi ile mahkemenin davayı reddetmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Kefil, borçlu ile birlikte müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tevdi ettirmeden evvel kefil aleyhine takibat icra edebileceğine göre mahkemenin davayı kabul etmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı- NOT: Yeni TBK. 586/I uyarınca; borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması veya borçlunun açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde bulunması halinde müteselsil kefile başvurabileceği-
Mahkemece ara celsede tarafların ticari defterlerini sunmaları için kesin süre verilmiş ise de, kesin sürenin hukuki sonuçları açıklanıp anlatılmamış olup sonraki celsede her iki taraf vekilinin de ticari defterlerini sunmaları için yeniden süre istemelerinin dikkate alınmamasının savunma hakkının kısıtlanmasına yol açacağı-
Hükmedilen toplam alacak gecikme zammını da kapsamaktadır. Gecikme zammı “faiz” niteliğinde olup, faize faiz yürütülmesinin yasaya aykırı olacağı-
Mahkemece her iki teminat mektubunun da aynı ticari kredi ilişkisi nedeni ile verildiği ve her ikisi hakkında da ‘hükümsüzlüğünün tespiti’ talebi ile dava açılmış olduğu gözetilerek, başka mahkemedeki davanın, bu dava açısından bekletici ön mesele yapılması ya da bu davanın gerektiğinde o dava ile birleştirilerek yargılama yapılması gerekeceği-
Alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya bağlanmış alacağın likit olduğu gözetilmeden, inkâr tazminatına hükmedilmemesinin bozmayı gerektireceği-
Zamanaşımına uğrayan çek nedeni ile yapılan takipte ve açılan itirazın iptali davasında, davacı alacaklı, kambiyo hukukuna ve çeke dayanamayacağından çeki kendisine veren davalıya karşı akdi ilişkiye dayanarak alacak iddia edebileceği, dava konusu çekin yazılı delil başlangıcı olacağı gözetilerek, davacıdan tanık dâhil alacağının kanıtlaması yönünden delillerini ibraz olanağı tanınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Görevli olmadığı halde davaya bakan tüketici mahkemesince alınan rapor mahkemece hükme esas alınmıştır. Hâlbuki görevsiz mahkemece alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporuna davalı itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece davalı itirazları da gözetilerek, konusunda uzman yeni bir bilirkişiden rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece “yanlar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, davalının faturaya konu biletin verilmesi için yazılı bir talimatının bulunmadığı, davacının alacağının bu kişi adına düzenlenen bilet karşılığı tanzim edilen fatura olduğu, davalının faturaya konu açık uçak bileti bedelinden sorumlu olmadığı” gerekçesi ile davayı reddetmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-