Mahkemece sözleşmenin temerrüt faizini düzenleyen maddeleri göz önüne alınmadan karar oluşturulması, ayrıca hükmedilen meblağ yerine, asıl alacak üzerinden inkâr tazminatına hükmedilmesinin bozmayı gerektireceği-
Davalıların sorumlu olduğu borcun hesaplanmasında sözleşme uyarınca istenebilecek akdi faizin temerrüt tarihi itibarı ile anaparaya eklenerek kapitalize edilerek bulunacak toplam bedele temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesi ve TBK.’nun 121. maddesi gözetilerek, takipten sonrası için faize faiz işletilmeyecek şekilde hüküm kurulması gerekeceği-
Dava konusu icra takibinde; “mal bedeli” ve “yapılan masraflar karşılığı”nın faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş ve açılan davada da aynı istem tekrarlanmış olduğu halde, mahkemece sadece “yapıldığı iddia edilen masraflar” hakkında karar verilmiş olmasının isabetli sayılamayacağı-
İİK. 269 d'de İİK. mad. 67'ye atıf yapılmamış olması, tahliye istemli kira alacağının tahsiline ilişkin takibe itiraz edilmesi halinde, kiralayanın mahkemede "itirazın iptâli alacağın tahsili ve kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesi" için dava açmasına engel teşkil etmeyeceği–
Davacı, belediye başkanlığı görevi nedeniyle hak kazandığını iddia ettiği maaş alacaklarının tahsili amacıyla yaptığı icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali talebinde bulunmuştur. Takibe ve davaya konu ödemelerin yapılması kamusal bir işlem olduğu gibi yapılmaması da hizmete ilişkin idari takdir ile ilgilidir. Somut olayda, idareyi belli bir yönde işlem tesis etmeye zorlayıcı hüküm kurulması istenmektedir. Açıklanan nedenlerle, söz konusu maaş alacağı ile ilgili uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olacağı-
Davacı, çekin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle çeke dayalı hakkını kaybetmiştir. Bu durumda çek HUMK.’ nun 292. maddesi anlamında yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge olup, çek lehtarı davacının keşideci ile aralarında temel ilişkiyi tanık dâhil her türlü delille ispat edeceği gözetilerek, davacıya alacağını ispat yönünden delilleri ibraz ettirilip, gerektiğinde davalı karşıt delilleri toplanarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Abone, aboneliğini iptal ettirmediği sürece sayacın muhafazasından sorumludur. Bu nedenle kaçak elektrik bedelinden de “Abone Sözleşme Hükümleri” doğrultusunda kaçak elektrik kullananlarla birlikte müteselsilen sorumludur. Açıklanan bu hususlar dikkate alınmadan, yazılı şekilde “abonenin kaçak elektrik bedelinden sorumlu olmadığı” yönündeki hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bu durumun hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davalı şirketin hükümden sonra iflas ettiği anlaşılmaktadır. HUMK.’ nun 194. maddesi uyarınca “acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ya da davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplantısından 10 gün sonra devam olunabilir.” Mahkemece anılan yasa hükmü doğrultusunda işlem yapılmak üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Dava, kasko sigortalı aracın çalınması nedeniyle alacak talebine ilişkindir. Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarına göre sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını sigortalıya bildirmek zorundadır. Sigortacı aleyhine açılan davalarda, sigortacının temerrüde düşürülüp düşürülmediğinin belirlenmesi gerekir. Açıklanan hususlar dikkate alınmadan, “makul süre içinde ödeme yapıldığı, temerrüdün oluşmadığı” gerekçesiyle “faiz talebinin reddine” karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Alacaklının  yetkili icra  müdürlüğünde ödeme emrini tebliğe  çıkartma işleminden borçluya karşı takibi sürdürme iradesinin varlığı anlaşıldığı, yargılama aşamasında da bu iradenin alacaklının, borçlunun itirazın reddine karar verilmesini istemesinden devam ettiği anlaşıldığına göre, bu durumda borçlunun itirazının süresinde olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekeceği-