Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Mahkemece, takip dosyasında davacının, davalı aleyhine ilamsız takip yaptığı, ödeme emrinin davalı borçluya 08.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği, yasal itiraz süresinin geçtiği, dosyanın derdest olduğu, duran bir takip olmadığından davacının dava açmakta hukuki menfaati olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlu vermiş olduğu itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisi ile borcun esasına itiraz etmiş ve bu itirazdan sonra açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiş, mahkemece icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itirazlar hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olup, yetkili icra dairesinde takip yapılması, itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan, mahkemece, öncelikle İİK. mad. 50 uyarınca icra dairesinin yetkisi incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği-
İtirazın iptali davasında dava değerini itirazın iptaline konu toplam alacak miktarını oluşturduğu, davadaki kabul ve red oranları bu değere göre belirlenerek vekille temsil edilen taraf yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Takip konusu bono TTK.’ nun 661/1 maddesi gereğince zamanaşımına uğramıştır. Bununla birlikte zamanaşımına uğramış olan bonoya yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabileceğinden davacı aradaki temel ilişkinin niteliğine göre BK. hükümleri uyarınca belirlenecek zamanaşımı süresi içinde dava açabilir ve bu davada alacağını tanık dâhil her türlü delille kanıtlaması mümkündür. Mahkemece bu yönler gözetilmeden somut olaya uygun düşmeyen yanılgılı gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
İcra takibi, faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik olup hüküm altına alınan alacak likit nitelikte olduğundan, davacı- alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece davalı tarafın yetki itirazı kabul edilerek takibin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa davalı taraf gerek takip dosyasında, gerekse de cevap dilekçesinde takip konusu faturaların bir kısmının çek ve senet verilerek davacı şirketin satış elemanlarına ödeme yapıldığını ileri sürmüş olup, bu durumda akdi ilişkiyi kabul etmiştir. O halde, İİK.’ nun 50. maddesi delaletiyle HUMK.’ nun 10. ve BK.’ nun 73. maddeleri gereğince sözleşmenin ifa edileceği yer olan davacı-alacaklı ikametgâhının bulunduğu yer icra daireleri takipte yetkili olacağından mahkemece takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-