Mahkemece, “toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davaya konu 25.11.2010 tarihli faturanın sol alt köşesinde 23.02.2011 tarihinin yer aldığı, bu tarihin ödeme tarihi olduğu, zira icra dosyasında bulunan cari hesap ekstresinden davaya konu borcun 90 gün vadeli olduğunun anlaşıldığı, bu duruma göre faturanın sol alt köşesindeki 23.02.2011 tarihinin ödeme tarihi olduğu, davacının bu tarihten önce icra takibi başlattığı” gerekçesiyle “davanın reddine, davacının ödeme tarihi gelmediği halde davalı hakkında icra takibi yapması nedeniyle haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilerek asıl alacağın %40 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davacının kooperatife ödediği aidat tutarları ve hissesine isabet eden genel gider miktarı, davalı kooperatif yönünden hesaplanabilir yani likit nitelikte olduğundan İİK'nun 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı-
Tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemi-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dava, asıl alacak ve işlemiş faiz alacağının tahsili için yapılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalının takipten önce temerrüde düşürülüp düşürülmediği araştırılmamıştır. Davalının temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamadığından işlemiş faize hükmedilmesi Doğru olmadığı gibi, kabul şekliyle de BK.’ nun 104/son maddesine aykırı olarak faize faiz yürütülecek şekilde hüküm kurulmasının da hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davacılarca teslim edilen ürünün miktarı ve bedelleri belirli olup hesaplanabilir yani likit nitelikte olduğundan, her bir davacı yönünden kabulüne karar verilen alacak tutarı üzerinden İİK'nun 67/2. maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu talebin reddedilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 5464 sayılı Banka Kredi Kartları Kanununun 24/son maddesinde “kredi kartlarına kefalet, BK’nunda belirtilen adi kefalet, hükümlerine tabidir; asıl borçluya başvurulup tüm yollar denenmeden kefilden borcun ifası istenemez” hükmüne yer verilmiş olup asıl borçluya başvurulup borcun tahsili için tüm yollar denenmemiş olduğundan, davalı kefilden borcun ifasının istenemeyeceği dikkate alınarak “davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-