Takip tarihine kadar işlemiş gecikme faizi miktarının genel kurullarda belirlenen faiz oranları doğrultusunda hesaplanarak, takip tarihine kadar olan gecikme faizi borcunun tam olarak belirlenmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davanın, aidat ve genel kurul kararına bağlanmış olan elektrik borcu alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu aidat alacağı, bunun faizleri ve üyelerden alınması kararlaştırılan elektrik bedeli, genel kurul kararlarına dayanmakta olup, miktarı bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir olduğundan, likit alacak niteliğinde olduğu, mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliğine göre, İİK 67/ II. maddesi gereğince davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece; “davalı keşidecinin ibraz süresi geçirilen çekten dolayı zenginleştiği çek bedeli kadar borçlu olduğu, yazılı delil başlangıcı niteliğinde olan çekteki alacağın varlığı hususunda dinlenen tanık beyanları doğrultusunda vicdani kanaat oluştuğu” gerekçesiyle “davanın kabulüne, davalının takibe itirazının iptaline, %40 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Kira bedelinin tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dava, itirazın iptali talebine ilişkin olup uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu gibi uyuşmazlıklarda, bir eserin meydana getirilerek iş sahibine ifa olarak teslim edildiğini kanıtlama yükü, bunu iddia eden yükleniciye, eser bedelinin ödendiğini ispat yükü ise bunu savunan iş sahibine düşer. Davacı iddiasını yazılı delille kanıtlamış değildir. Olayda dava konusu miktara göre tanık dinletilmesine de olanak yoktur. Ancak taraflar tacir olduğundan iddia ve savunmalarını ticari defterlerle ispat edebilirler. TTK.’nun 82. maddesine göre ticari işlerden dolayı tacir sıfatı taşıyan kimseler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin delil olarak kabul edilmesi için, tasdike tabi olan defterlerin usulüne uygun tasdik edilmiş olması ve defterlerin bütününün birbirini teyit etmesi şarttır. Aksi takdirde defterler delil olmaktan çıkar. Diğer bir kurala göre de tacir olan taraflar defterleri üzerinde inceleme ancak iki tarafın ticari defterleri dâhil olmak üzere yapılır. Olayda, davacı delil listesinde ticari kayıtlara dayandığını bildirmiş, davacının defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı halde, davalının ticari defter ve kayıtları istenmemiş ve bilirkişi incelemesi yapılmamıştır. Tacir olan davalının ticari defter ve kayıtları incelenmeden davanın reddine karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece “yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; asıl borçlu davalı şirkete TMK.’ nun 887. maddesi hükmü gereğince muacceliyet ihbarı keşide edilmesine rağmen, borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek borçlusu diğer davalıya yönelik bir ihtarname keşide edilmediği, bir başka ifade ile takip şartının alacaklı banka tarafından yerine getirilmediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında, yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-