Kredi Kartı Sözleşmesi'nin garanti eden sıfatıyla imzalayan davalının sorumluluğunun garantörlük olarak değil, kefalet şeklinde kabul edilmesi gerektiği- Sözleşmede kefalet limiti bulunmadığından bu nedenle davalının borçtan sorumlu tutulamayacağı-
Dava dışı temlik eden şirketin, takibe konu borç takip tarihinden önce ödenmesine rağmen, aynı alacağı takip konusu yaptığından kötüniyetli olduğunun kabulü gerekeceği, bu nedenle mahkemece, İİK. nun 67. maddesi gözetilerek davalının %20 tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Taraflardan biri diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa yanılması esaslı olmasa bile bu sözleşme ile bağlı olmaması gerekeceği-
İcra takibine itiraz halinde alacaklının itirazın iptali ve tahliye davası açabileceği gibi itirazın kaldırılması ve tahliye davası da açabileceği- Alacaklının bu iki hakkı birlikte de kullanabileceği- Derdestlik itirazının ancak aynı takip nedeniyle başka bir icra mahkemesinde mükerrer tahliye talebinde bulunulması hakkında ileri sürülebileceği-
İtirazın iptali ve kira alacağının tahsili istemi-
İtirazın iptali davası, normal bir eda (alacak) davası olup takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılacağı- İcra ve İflas Kanunu’nun 68-68a’daki belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı, itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek ve itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek için itirazın iptali yoluna başvurabileceği- İtirazın iptali davasında görevli mahkemenin, tarafların sıfatına ve itiraz edilen alacağın miktarına göre belirleneceği-
Davacı vekili dava dilekçesinde zamanaşımına uğrayan çeke ve davalı ile arasındaki temel hukuki ilişkiye dayanarak talepte bulunmuştur. Bu durumda mahkemece somut olay bakımından ispat yükü davacı tarafta olup, davacı, zamanaşımına uğramış çeke yazılı “delil başlangıcı” olarak dayanabileceğinden alacağını tanık dâhil her türlü delille kanıtlayabilir. O halde, mahkemece davacıya bu konudaki delilerini sunma olanağı tanınarak toplanacak deliller hep birlikte değerlendirmek sureti ile sonuca gidip karar vermesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen “sebepsiz zenginleşme” hükümlerine göre karar oluşturmasının bozmayı gerektireceği-
Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat malikinin, ödemede geciktiği günler için aylık gecikme tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, davacı iş hanı yönetim kurulu tarafından alınmış bulunan usulüne uygun olduğundan ve davalıya tebliğ edildiğinden davalının hesaplanan gecikme tazminatı borcu yönünden itirazının yerinde olmadığı, itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesinin gerektiği-
Davanın, hataen havale edilen paranın iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, davacının gönderdiği havaleye ilişkin dekontta paranın hangi amaç ile gönderildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığından bu havalenin borcun ödenmesi amacı ile gönderildiği hususunda karine bulunmadığı, bunun aksini ise davacı tarafın ispat etmesinin gerekeceği, davacının savunmasını yazılı bir belge ibraz ederek ispat edemediği, ayrıca, davada, vasıflı ikrar bulunduğundan yine ispat yükünün davacı üzerinde olacağı, bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-