Kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları ile bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı davaları, değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde görülür. Tahliye istemli takiplere vaki itiraz üzerine alacaklı tarafından seçimlik hakkın kullanılarak, itirazın iptali ve tahliye isteminde bulunulması da sulh hukuk mahkemesinin görevi kapsamında olacağı-
İcra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yöneliktir. Bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak “likit” olduğundan, hükmedilen miktarın %40 (şimdi; %20) oranında icra inkâr tazminatına hükmetmek gerekeceği-
Mahkemece, davacı yanın takip ve davasında talep ettiği tüm kalemleri ve rapora itirazını değerlendiren Yargıtay denetimine imkân veren açıklıkta, üç kişilik uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle, varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, bu yönün göz ardı edilmesi doğru olmadığı gibi, davacı yanın icra inkâr tazminatı talebi gözetilerek bu istem hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmasını bozmayı gerektireceği-
Davacının fındık üreticisi olduğu, davalı tarafça 04.07.2008 tarihinde satılmış olmasına karşın 2006 yılı ürün bedelinin ödenmediği, alacağın tahsili için başlatılan takibin, haksız itiraz nedeniyle durduğundan itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece “takip borçlusu tarafından yapılan itirazın icra müdürlüğünce reddedildiği ve bu nedenle takibin durmadığı” şeklinde bir gerekçeye yer verilmiş ise de, İİK’ nun 66. maddesi hükmü karşısında, yerel mahkemenin bu yöndeki gerekçesinde isabet görülmemiştir. Zira belirtilen yasa hükmüne göre, “müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur.” İtirazın hükümden düşürülmesi ise; İİK.’nun 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Buna göre; itirazın hükümden düşürülmesi için ya genel mahkemelerde itirazın iptali davası açılması veya icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılması davası açılması gerekir. İcra müdürlüğünün, süresi içinde yapılan bir itirazı reddetme yetkisi bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, somut olayda borçlunun itirazı takibi durduracağından, davacı bankanın itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı mevcuttur. Ancak davacı harçtan muaf olmadığından, davanın başında alınması gerekli peşin harç ve başvurma harcı davacıya yatırtılarak işin esasına girilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Mahkemece davalı banka yararına davacı ve dava dışı eylemi yapan kişinin beyanları dikkate alınarak, ceza yargılaması sırasında davacı zararının da karşılandığı, dava konusu olayda davalı bankanın el ve işbirliği içinde olduğu kanıtlanamadığı gözetilerek bir karar verilmesinin gerektiği-