Aynı dava dilekçesinde hem itirazın iptali hem de alacağın tahsili istenemeyeceği, bu durumda mahkemece davacıya talep kısmı açıklattırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalılar yönünden ret sebebi aynı olduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 3/2 maddesi uyarınca aynı vekille temsil edilen davalılar yararına tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, her bir davalı için ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dava konusu alacak davalı adına finansal kiralama bedeline dayanmakta olup bilinebilir, likit niteliktedir. Mahkemece bu yön ve icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, bu borcun bilinebilir olması ve borçlunun itirazında haksız olmasının yeterli olması gözetilmeden, davacının icra inkâr tazminatı talebi konusunda olumlu ya da olumsuz karar verilmemesinin bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Takip ve dava konusu faturalar açık fatura olup, ispat yükünün “ödeme” savunmasında bulunan davalı üzerinde olacağı-
İİK.’ nun 193. maddesine göre iflasın açılmasıyla müflisin borçlu olduğu takipler kural olarak durur, iflas kararının kesinleşmesiyle takipler düşer. İtirazın iptali davasının açıldığı tarihte iflas kararı kesinleşmediğinden, davalı şirketler aleyhine başlatılan takip düşmemiştir. Kural olarak iflasın açılmasından sonra müflis aleyhine dava açılamazsa da, somut olayda iflas kararı kesinleşmeden itirazın iptali davası açıldığından, bu dava İİK.’ nun 235. maddesi uyarınca açılmış kayıt kabul davası gibi değerlendirilip sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Dava konusu alacağın iflas masasına bildirilmesi ve ikinci alacaklılar toplantısında kabulü halinde itirazın iptali davası konusuz kalacak, alacağın kabul edilmemesi halinde bu davaya kayıt kabul davası olarak devam edilip, iflas tarihi itibarıyla tespit edilen alacağın iflas masasına bildirilmesine karar verilecektir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden yazılı şekilde davalı şirket yönünden “davanın reddine” karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece; “davacının takiplere konu kredi sözleşmesinde katılımı bulunmadığı ve aleyhine girişilen takipler nedeniyle menfi tespit davası açmakda hukuki yararı bulunduğu” gerekçesiyle “davanın kabulüne, davaya konu üç ayrı takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli biçimde takipler yapması nedeniyle asıl alacak tutarının %40’ ı oranındaki tazminatın davalıdan tahsiline” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “davacı şirkette bulunan ve davalı tarafından keşide edilen dört adet çekin davacının şirketinden çalınması sonucu mahkeme karar ile çeklerin iptaline karar verildiği, çek iptal kararını davalı borçluya usulünce bildirmeyip, icra takibine koyan alacaklının takip sırasında borcun faizi ile birlikte ödenmiş olması ile davanın açılmasına kendisinin neden olarak kusurlu olduğu, hem de bu kusurundan faydalanarak icra inkâr tazminatı istemesinin Medeni Kanunun 2. maddesi gereğince iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı” gerekçesiyle “çek bedelleri ile faiz ve diğer masraflar toplamının yargılama sırasında ödenmiş olduğu anlaşıldığından, konusuz kalan dava hakkında karar ittihazına yer olmadığına, davacının yukarıdaki gerekçelerle icra inkâr tazminatı, ücreti vekalet ve yargılama giderleri talebinin reddine” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-