Davacının çekin zayii nedeniyle iptal kararına dayanarak keşideciye gidebileceği gibi davalıyla arasındaki temel ilişki nedeniyle cari hesaptan kaynaklandığını ileri sürdüğü alacağını davalıdan da talep edebileceği-
Bozma ilamına uyularak "davalı kooperatif üyesinin 19.08.2006 tarihli genel kurul toplantısında A tipi ödeme planını seçmiş olmasına göre sorumluluğunun 31.500,00 TL ödeme ile sınırlı olduğu, bu miktarı geç ödemekten kaynaklanan gecikme faizi borcunun ise 9.450,00 TL olduğu, icra takip talebindeki bu kalem için 7.875,00 TL talep edildiği" gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın 7.875,00 TL için iptali ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Kooperatif genel kurulunca davalılar hakkında sorumluluk davası açılması ya da takip yapılması yönünde karar alındığına ilişkin bilgi bulunmadığı gibi, davacı vekiline kooperatif yöneticilerinin verdiği vekaletname ile takibin yapıldığı ve davanın açıldığı anlaşıldığından, mahkemece, davacı tarafa, HMK. mad. 52, 53 ve 54 uyarınca davalılar hakkında sorumluluk davası açılmasına ve takip yapılmasına ya da açılan bu davaya ve başlatılan takibe muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının ibrazı için önel verilmesi ve davanın gelindiği aşamada görevde olan denetçilerin davayı açan vekile vekaletname vermesine ya da asıl olarak davayı takip etmelerine olanak tanınması, verilen süre içerisinde bu koşullar yerine getirilmez ise davanın reddedilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davasının açıldığı tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK. mad. 8 uyarınca mamelek hukukundan doğan ve değer veya miktarı 7.780,00 TL'yi geçmeyen davalarda sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu- Kooperatif aidat alacağına ilişkin itirazın iptali davasında, koopoeratif ortaklığının sona ermesi nedeniyle de aidat borcundan sorumlu olmayacağını savunulduğundan, çekişmeli olan üyelik nedeniyle davalının hukuki durumun belirlenmesine de yönelik olan bu davanın, sadece malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceği ve görev hususunun parasal değerlere göre belirlenmesinin mümkün olmadığı- Kooperatif ve ortağı arasındaki ortaklık ilişkisinden doğan davalar 1163 sayılı Kanun'un 99. maddesi uyarınca ticari dava olsa bile, dava tarihinde yürürlükte olan kanuni düzenlemelere göre asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin işbölümü niteliğinde olduğu-
BK 404/III (şimdi 520/III) uyarınca gayrimenkul tellallığı akdinin yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı, bu hususun geçerlilik şartı olduğu, taraflar arasında düzenlenen iki sayfadan ibaret emlak sözleşmesinde tarafları borç ve yükümlülük altına sokan ilk sayfada imza bulunmadığından, taraflar arasında yazılı olarak yapılmış geçerli bir tellallık sözleşmesinin ve dolayısıyla davacının kazandığı herhangi bir tellallık ücretinin varlığından söz edilemeyeceği, tellallık ücreti için yapılan takibe itiraz üzerine, itirazın iptaline karar verilemeyeceği-
İtirazın iptali davasında; İİK 67/2'deki %40 ibaresi, 02.07.2012 tarihinde ve 6352 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile %20 şeklinde değiştirildiğinden, ancak 6352 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği -05.07.2012 tarihinden sonra- yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında, icra inkar tazminatının asgari %20 olarak uygulanacağı, bu tarihten önce yapılan takipler üzerine açılan itirazın iptali davalarında ise %40 olan tazminat oranının uygulanması gerekeceği - 6352 s. Kanunun geçici 10. maddesinde yer alan 'takip işlemleri' ibaresinden takip talebinin anlaşılması gerekeceği- (NOT: Yargıtay 6. HD., 13. HD., 15. HD., 19. HD. ve 23. HD. bu görüşte olmasına rağmen, Yargıtay 7. HD. ise aksi görüşte olup "inkar tazminatını %20'ye indiren hükmün yayımlandığı tarihten itibaren derhal uygulanması gerektiği" görüşündedir. 18. HD.'nin görüşü ise tam olarak anlaşılamamıştır. )
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 21/son maddesine göre sözleşmenin niteliğine ve özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı- İpotek akit tablosunda ipotek verenin ayrıca müteselsil kefil olduğuna ilişkin kaydın ipotek sözleşmesinin niteliğine ve özelliğine uygun olmadığı- Ancak ipotek 26.03.2008 tarihinde tesis edilmiş olup, tesis edildiği tarih itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı- 6101 sayılı Yürürlük Kanunun 1. maddesi ve 7. maddesinin olayda uygulanma yeri bulunmadığından; davacı bankanın, ipotek akit tablosunda, ipotek limiti kadar müteselsil kefil olduğu belirtilen davalı aleyhine, takip tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere göre takip yapabileceği-