Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davacılara teslim edilmeyen daireler için taleple bağlı kalınarak 30.07.1999 tarihinden 09.05.2003 icra takip tarihine kadar isteyebilecekleri gecikme tazminatının hesaplattırılıp bulunacak miktardan tahsil eden 2.600,00 TL mahsup edilerek davanın sonuçlandırılması gerektiği, gecikme tazminatı yönünden takipten önce davalı yüklenicinin usulüne uygun ihtarla temerrüde düşürülmediği ve sözleşmede gecikme tazminatlarıyla ilgili kesin vade bulunmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, alacağın likit ve borçlunun da itirazında tamamen haksız olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dava, çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine kısmi itirazın iptali istemine ilişkin olduğu - İtirazın kabul edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen bölüm yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Takibe dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında  “alacağın temlikine ilişkin tasarrufun takip dosyasına konu alacak ve ekleriyle sınırlı olarak iptaline” şeklinde karar verilmiş olup bu ilam eda hükmü içermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderleri dışında ayrı bir takibe konu edilemeyeceği- Alacaklı tarafından icra takip dosyasına ilamla başvurularak, temlike dayalı olarak ödenen paraların iadesi talebinde bulunulması gerektiği-
İİK.nun 67/1. madde ve fıkra hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağının belirtildiği, bunun dışında bir yolun (harici öğrenme v.s) öngörülmediği, nitekim aynı Kanun'un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliğinin zorunlu hale getirildiği, bu durumda, dava konusu olayda ödeme emrine itirazın tebliği söz konusu olmadığına göre, mahkemece, açılan davanın süresinde olduğu dikkate alınarak, işin esasına girilip, hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
Avukat ile yapılan sözleşmede takip edilen dava ve icra dosyaları sebebiyle aylık sabit ücret ödeneceğinin öngörülmesi, taraflar arasındaki ilişkiyi iş ilişkisi niteliğini tek başına kazandırmaz. Davacı serbest avukat olarak uyuşmazlık konusu dava takipleri ile icra işlemlerini ağırlıklı olarak kendi bürosunda takip etmiştir. Davacı taraf, davalı şirkete ait işleri başka bir kişiye gördürebildiğine göre taraflar arasında bağımlılık ilişkisinin bulunmadığının kabulü gerekir. Böyle olunca davacının işverene bağımlı olarak iş görmediği, aradaki ilişkinin Avukatlık Kanunu’na dayanan vekâlet sözleşmesi olduğu kabul edilmelidir. Uyuşmazlığın çözüm yeri HMK.’ nun 2. maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek isteğin kabulünün hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-