İtirazın iptali davasında; İİK 67/2'deki %40 ibaresi, 02.07.2012 tarihinde ve 6352 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile %20 şeklinde değiştirildiğinden, ancak 6352 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği -05.07.2012 tarihinden sonra- yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında, icra inkar tazminatının asgari %20 olarak uygulanacağı, bu tarihten önce yapılan takipler üzerine açılan itirazın iptali davalarında ise %40 olan tazminat oranının uygulanması gerekeceği - 6352 s. Kanunun geçici 10. maddesinde yer alan 'takip işlemleri' ibaresinden takip talebinin anlaşılması gerekeceği- (NOT: Yargıtay 6. HD., 13. HD., 15. HD., 19. HD. ve 23. HD. bu görüşte olmasına rağmen, Yargıtay 7. HD. ise aksi görüşte olup "inkar tazminatını %20'ye indiren hükmün yayımlandığı tarihten itibaren derhal uygulanması gerektiği" görüşündedir. 18. HD.'nin görüşü ise tam olarak anlaşılamamıştır. )
İtirazın iptali davalarında icra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde takibe itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekeceği-
Genel kurullarda, peşin bedelli ortak olduğu uyuşmazlık dışı olan davalının kazanılmış haklarını bertaraf eder nitelikte alınan kararların yok hükmünde olduğu- Kooperatifçe peşin bedelli üye olarak benimsenen davalının, dava dışı yüklenicinin kooperatife karşı olan edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle, sözleşmenin feshi nedeniyle kararlaştırılan aidat kapsamına alınmasının, peşin bedelli üyeliğin sonuçlarının ortadan kaldırılması anlamına geldiğinden, yok hükmünde olduğu ve bu durumda, peşin ödemeli ortakların durumunu ağırlaştırabilecek ve Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı olabilecek şekilde alınan sonraki genel kurul kararları daha önce genel kurul kararına dayalı olarak oluşan peşin bedelli üyelik statüsünün davalı yararına olan sonuçlarını olumsuz olarak etkilediğinden, yok hükmünde olduğu- Yok hükmünde olan kararlar baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlik olanağı bulunmayan kararlar olup, davacı kooperatifiin, Genel Kurul Kararı ile kararlaştırılan iş takip sözleşmesine dayalı taleplerini, aynı genel kurulda kararlaştırıldığı üzere dava dışı yüklenici şirkete yöneltmesi gerektiği- Mahkemece, genel kurul kararına dayalı olarak başlatılan icra takibinde, davalının, inşaat finansman gideri ile ilgili talep bölümünden sorumlu olmayacağı gözönünde bulundurularak, kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile kooperatif defter, kayıt ve belgeleri incelenerek, talep konusu alacağın davalının sorumlu tutulamayacağı inşaat finansman gideri mi, yoksa sorumlu tutulabileceği genel gider ve altyapı gideri mi olduğu konusunda rapor alınıp, oluşacak sonuç doğrultusunda varsa davalının sorumluluk miktarının belirlenmesi gerektiği-
Dava konusu alacak, CMR’ nin 32, BK.’ nun 132,133 ve 136. maddeleri gereğince dava tarihinden önce zaman aşımına uğramış olup, davalı vekilinin bu yöndeki def’inin eksik, hatalı ve yetersiz gerekçeyle reddedilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davalı kooperatif, üst birliğe değil başka bir kooperatife üye olduğunu iddia ettiğine göre, mahkemece verilen karar yeterli incelemeye dayanmamakta olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da yetersiz olduğu, o halde mahkemece yapılacak iş, kooperatifler konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla davalı kooperatif, üye olunduğu iddia edilen SS Pazar Konut Yapı Kooperatifi ve üst birlik kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davalı kooperatifin üyelik durumunun tespiti ile birlik genel kurul kararlarının buna bağlı olarak genel kurulca belirlenmiş ise faiz oranlarının kooperatifi bağlayıp bağlamayacağı, hususları üzerinde durulup faiz yönünden, 6098 sayılı TBK'nın 120 ve 6101 sayılı TBK'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 7. maddesi de nazara alınarak açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor tanzimi sonucunda oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekeceği-
‘İade faturasına’ dayalı olarak yapılan icra takibine konu asıl alacak miktarının belirli olması ve bu alacağa bağlı ferilerinin de taraflarca hesaplanabilir olması nedeniyle alacağın “likit” olduğunun kabulü ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-