Söz konusu irsaliyeli faturalar yönünden mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak, bunların dışında kalan irsaliyeli faturaların bir kısmında teslim alan bölümünde hiçbir isim, imza bulunmamakta, bir kısmında davalı şirket kaşe ve imza olduğu halde isim bulunmamakta, birinde ise teslim alan ismi yazılı olmadığı halde sadece imza bulunduğunun görüldüğü, hal böyle olunca bu faturalar bakımından malın teslim edilmiş olduğunu davacı yanın kanıtlamak zorunda olduğu dikkate alınarak, davacı yana teslime ilişkin delilleri sorulup, sunulan deliller toplanıp bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece taraflar arasındaki akdi ilişkiyi tüm yönleri ile irdeleyen, karşılıklı düzenlenen faturaların dayanaklarını tespit eden, ödemeleri dikkate alan ve taraflar arasındaki defter uyuşmazlığının hangi sebeplerden kaynaklandığını belirleyen yeni bir bilirkişi raporu alınarak (gerektiğinde talimat ile) uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekeceği-
Takibe dayanak faturaların davalı yan ticari defterinde kayıtlı olmasının, faturalara konu emtianın davalı yana teslim edildiğinin kabulünü gerektireceği, davalı yanca bu hususun aksinin usulüne uygun delillerle ispat edilmesi gerektiği, mahkemece faturalara ait olduğu iddia edilen sevk irsaliyelerindeki değerin tespiti suretiyle bu hususun ispat edilemeyeceği-
Dava ve birleşen davada hükmedilen alacak banka genel kredi sözleşmesine dayalı olup, likit (bilinebilir-belirlenebilir) nitelikte olduğundan İİK'nun 67/2 maddesi uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddi doğru olmadığı gibi, birleştirilen davada kabul edilen kısım üzerinden davacı-birleşen davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kia alacağından kaynaklı itirazın iptali davasında, itirazının haksızlığına karar verilen borçlunun diğer tarafın talebi üzerine icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerekeceği-
Davaya konu edilen faturalardan toplam 2.589,09 TL tutarlı iki adedinin davalı şirket ticari defterlerinde işlenmiş olduğunun ve ödeme kaydı bulunduğunun bilirkişi raporu içeriğinden anlaşıldığı, ne var ki bu ödeme kaydının dayanaklarının gösterilmediği, bu durum karşısında davalı ticari defterlerindeki ödeme kaydının davalı lehine delil olarak kabulünün mümkün olmadığı-
Hükme esas alınan bilirkişi raporu, taraflar arasındaki alacak - borç ilişkisini açıkça ortaya koyamayan ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan bir rapor olduğundan, mahkemece, konusunda uzman yeni bir bilirkişiden iddia ve savunma çerçevesinde davalı vekilinin rapora itirazları da gözetilerek tüm deliller birlikte irdelenip, değerlendirilmek suretiyle ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-