Dava konusu irsaliyede teslim alan imzası bulunmakta olup, mahkemece bu imzanın davalı şirket yetkilisi ya da çalışanlarından birine ait olup olmadığı araştırılıp gerektiğinde imza incelemesi de yaptırılmak suretiyle uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi uyarınca müvekkili tarafından davalı şirketin akaryakıt istasyonuna kurulan otomasyon sisteminin kurulum bedeline ilişkin faturanın davalı tarafından ödenmemesi üzerine, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, dava konusu işin fatura tarihindeki rayiç bedelinin hesaplattırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalının, akdi ilişkiyi inkar ettiğine göre öncelikle davacı taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunu ve dava konusu çeklerin bu ilişki sebebiyle avans olarak verilip karşılığında mal teslim edilmediğini yazılı delille ispatlamak zorunda olduğu-
Temyiz aşamasında davalı tarafça dosyaya tarafların sulh olduklarına ilişkin bir protokol sunulmuş olup, bu durumda mahkemece anılan protokol gözetilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Davanın temelini oluşturan icra takibinde bir adet faturaya dayanılmış, davalı gerek icra takibine yönelik itirazında gerekse yargılama sırasında verdiği dilekçelerinde takip ve dava konusu edilen fatura bedelini ödediğini savunmuş olup, bu durumda mahkemece somut olay bakımından ispat külfetinin ödeme savunmasında bulunan davalıda olduğu-
Şayet davalıların imzasını taşıyan sözleşme ile kullandırılan kredi ödenmiş ve banka yeni sözleşme imzalayarak bu yeni sözleşmelere istinaden kredi kullandırılmış ise kefillerin bu yeni sözleşmelerde imzaları bulunmadığı için doğan borçtan sorumluluklarından söz edilemeyeceği, ancak borç davalıların imzalarını taşıyan sözleşmeden doğmuş ise bu halde teminat ipoteğinin fekkinin kefillerin durumunu ağırlaştırıp ağırlaştırmadığı üzerinde durmak gerekeceği, çünkü kefillerin borcu ödemeleri halinde alacaklarını tahsil için ipoteğin kendilerine devrini talep haklarının mevcut olduğu-
Davacının başlattığı icra takibinin tarihi 17.09.2010 olup, 6352 sayılı Kanunun 38. maddesi ile İİK'ya eklenen geçici 10. maddesi uyarınca davacı lehine %40 (şimdi %20) icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptalinde, sözleşme gereğince banka tarafından fiilen uygulanmakta olan faiz oranının araştırılması gerekeceği-
Kira alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali ve tahliye istemi-
İtirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemi-