Yerel mahkemenin bozma kararına uyduğu takdirde anılan bozma kararı da gözetilerek davanın kayıt kabul davasına dönüştüğünün kabulü ile kayıt kabul yönünden karar verilmesi gerekirken, itirazın iptali şeklinde hüküm oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İcra inkar tazminatının asıl alacak kalemi üzerinden verilmesi gerekirken , icra takibine konu toplam tutar üzerinden verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Davalının hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz ettiği durumda, mahkeamece İİK 50/2 madde hükmü gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında, davalı yönünden dava reddedildiğine göre lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı bankanın takibe konu edilen alacağının likit, (muayyen, belirlenebilir) olduğu gözetilerek lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davalının itirazında kabul ettiği miktar yönünden takip kesinleşmiş olacağından dava açılmasında davacının hukuki menfaati bulunmayacağı-
İtirazın iptali davasında, kredi kartı ödemelerine ilişkin tüm banka cevapları ve belgeleri tamamlandıktan sonra bilirkişiden ek rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı şirket ödeme def'inde bulunduğuna göre ispat külfeti kendisine geçeceği, davalının usulüne uygun tutulmayan ticari defter ve belgelerindeki kayıtlar sahibi aleyhine delil teşkil edeceği-
Davacı banka mahkemece belirlenen kısım dışındaki miktar yönünden icra takibi yapmakta haksız ise de kötü niyetli kabul edilemeyeceğinden aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının başlattığı icra takibinin tarihi 16.06.2011 olup 6352 sayılı Kanunu 38. maddesi ile İİK'ya eklenen geçici 10. maddesi uyarınca davacı lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin anılan yasa hükmüne aykırı olup bozmayı gerektirdiği-