Takibe dayanak faturalardan iki adedine ilişkin malların davacı yanca davalıya satılarak teslim olunduğunun gözetilmemesi isabetsiz olduğu gibi, öte yandan üçüncü faturaya konu malları teslim alan kişinin davalı çalışanı olup olmadığının tespitine yönelim bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet olmadığı-
Davacının alacağını dayandırdığı 15.08.2006 tarihli belgedeki borçlu isim ve imzası ile dava konusu bonodaki avalist imzası ve dosyada bulunan vekaletnamedeki adı geçen kişi imzaları karşılaştırılıp HMK'nın 211. maddesi hükmü gereği bilirkişi marifetiyle bu belgelerdeki imzaların davacı eli ürünü olup olmadığı hususunda konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılıp rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekilince icra dosyasına sunulan takibin durdurulması istemini içeren 16/11/2009 tarihli dilekçenin davacı tarafa itiraz dilekçesinin tebliğ edildiği anlamında bulunmadığı gözetilmeksizin İİK'nun 67/1 maddesinin açık hükmüne aykırı biçiminde değerlendirme yapılarak karar verilmesinde isabet olmadığı-
Mahkemece, konusunda uzman 3 kişilik yeni bir bilirkişi kurulundan, banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri de değerlendirilmek suretiyle, davacı itirazlarını da karşılayacak şekilde yeni bir rapor alınması gerekeceği-
Davacının, icra takibi yoluyla fazla ödediği parayı İİK 361. maddesi uyarınca herhangi bir hükme hacet kalmaksızın icra müdürlüğüne müracaat ederek talep etmesinin mümkün olduğu, bu nedenle dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, mahkemece dava şartlarından biri olan hukuki yararın varlığının davanın her aşamasında re'sen gözönüne alınması gerektiği-
Taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin yabancı para birimi üzerinden kurulduğu, Vergi Usul Kanunu gereğince TL üzerinden düzenlenmesi gereken faturada da yabancı para alacağına ilişkin kurla ilgili şerh bulunduğu ve ayrıca davaya konu edilen kur farkı faturasının da davalı ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı tarafın kur farkı faturasını ticari defterlerine kaydetmekle bu faturayı kabul etmiş sayılacağı- Her ne kadar davalı defterlerinde davaya konu kur farkı faturasının ödendiğine dair kayıt var ise de, bu kaydın dayanakları gösterilememiş olduğundan ve dayanakları sunulamadığından davalı ticari defterlerindeki ödeme kaydı davalı yararına delil olarak değerlendirilemeyeceği-
Mahkemece, HMK'nın 266/1. maddesi gözetilerek yeniden konusunda uzman 3 kişilik bir bilirkişi heyetine taraf ticari defter ve kayıtları, banka kayıtları ve dosya kapsamında ibraz edilen belgeler üzerinde inceleme yaptırılarak ve taraf vekillerinin itirazları değerlendirilerek hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-