Davadan asıl borçlu yönünden feragat edildiğinde, talep kefiller yönünden de hüküm ihtiva edeceği-
Kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu gözetilerek konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak denetime elverişli rapor alınıp uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Faizin, asıl alacağın bir bölümü olmayıp, asıl alacağa bağlı fer’i nitelikte bir hak olduğu- BK. 113 uyarınca, asıl alacak sona erince fer’i hakların da sona ermiş sayılacağı- Faizin, asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebileceği- Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olmasının, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına engel teşkil etmeyeceği, ancak, faiz isteğinin ayrı bir davaya konu yapılması halinde, dava tarihi itibariyle asıl alacağın ödenmemiş olması, ödenmiş ise ihtirazi kayıt konulması şart olup aksi halde faiz alacağının da sona ermiş sayılacağı-
Mahkemece davalı vekilinin savunmaları üzerinde durulup, bilirkişi raporuna yönelik itirazları da değerlendirilerek ek rapor ya da bilirkişi raporu alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, tarafların itirazlarını da karşılar biçimde ve taraflar arasındaki tüm ticari ilişkiyi, yapılan ödemeleri, ödeme amaçlı olarak verilen çekleri, taraflarca akdedilen tüm yazılı anlaşmaları, ticari defter ve kayıtları birlikte değerlendiren üç kişilik yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınıp, varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nın 45. maddesi uyarınca borcun teminatı olarak ipotek tesis edilmiş ise, asıl borçlu yönünden alacaklının öncelikle ipoteğe müracaat etmek zorunda olup, ipotek limiti fazlası alacağı varsa ancak ilamsız icra takibi yapabileceği-
Takibe dayanak faturalardan iki adedine ilişkin malların davacı yanca davalıya satılarak teslim olunduğunun gözetilmemesi isabetsiz olduğu gibi, öte yandan üçüncü faturaya konu malları teslim alan kişinin davalı çalışanı olup olmadığının tespitine yönelim bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet olmadığı-
Davacının alacağını dayandırdığı 15.08.2006 tarihli belgedeki borçlu isim ve imzası ile dava konusu bonodaki avalist imzası ve dosyada bulunan vekaletnamedeki adı geçen kişi imzaları karşılaştırılıp HMK'nın 211. maddesi hükmü gereği bilirkişi marifetiyle bu belgelerdeki imzaların davacı eli ürünü olup olmadığı hususunda konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılıp rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, konusunda uzman 3 kişilik yeni bir bilirkişi kurulundan, banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri de değerlendirilmek suretiyle, davacı itirazlarını da karşılayacak şekilde yeni bir rapor alınması gerekeceği-