Davacı bankanın kefillden depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede açık hüküm bulunması gerekeceği, ancak sözleşmede davacı bankanın kefilden teminat mektubu depo bedelini talep edebileceğine dair açık hüküm bulunmadığı, bu nedenle davalı kefilin teminat mektubu depo bedelinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğu-
Dava dilekçesinin sonuç bölümünde “icra takibine yapılan itirazın iptaline” denilmek suretiyle icra takibinde talep edilen işlemiş faiz de dava konusu yapılmış olup, bu kısım için harç yatırılmadığı, bu durumda mahkemece öncelikle talep ve dava konusu yapılan işlemiş faiz tutarı harçlandırılarak davaya devam olunması gerekeceği-
5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun m.44/2 hükmüne göre, kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanacağı, bu hüküm uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Mahkemece konusunda uzman bir bilirkişiye taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi hükümleri çerçevesinde banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp tüm deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece banka kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak davacı bankanın asıl borçlu ve müteselsil kefillerden talep edebileceği alacak miktarı belirlenerek, bankanın icra takibindeki talebi de gözetilip alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
Araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemi-
Bahsi geçen kararda, somut olayda davacı tarafından talep edilen damga vergisi ile ihale karar pulu konusunda kesin delil ya da kesin hüküm oluşturacak herhangi bir husus bulunmadığı, ayrıca davalı tarafından davacı aleyhine yapılan İstanbul 13.İcra Müdürlüğü'nün 2006/18058 Esas sayılı icra takip borcunun davacı tarafından ödendiği, ödeme sırasında sözleşmeden doğan yasal kesintilere yönelik alacak hakkının (sözleşme damga vergisi ve ihale karar pulu) saklı tutulduğu, bu nedenle mahkemece sözleşme hükümleri değerlendirilerek davacı talebi konusunda karar verilmesi gerekeceği-
Dairemizin önceki içtihatlarında alınan itirazın iptali ilamında yer verilen vekalet ücreti yargılama gideri ve tazminat alacakları için ayrı bir ilamlı takip başlatılmasının mümkün olacağı kabul edilmiş ise de, sonradan oluşan görüş ve kanaatte tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu ilamsız takip dosyası üzerinden alacağın tahsili mümkün iken makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı bir takip başlatılması HMK'nun 30. maddesinde düzenleme altına alınan usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebi ile ayrı takip yapılmaması gerektiği benimsenmiş bu yöndeki uygulama süreklilik kazanmdığından, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Davacı taraf, itiraz edilen kısım üzerinden itirazın iptali davası açmış olup, mahkemece HMK'nun 26. (HMUK'nun 74.) maddesi uyarınca taleple bağlılık kuralı gözetilmeksizin icra takip talebindeki alacağın tamamı dava konusu edilmiş gibi yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
İtirazın iptali davasında, alacak likid (muayyen-belirli) olduğundan İİK'nun 67/2. fıkrası gereği % 20 (yüzde yirmi) icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekeceği-