2004 sayılı İİK'nın 62. maddesi gereğince davalıya tanınan yedi günlük itiraz süresinin son gününün 15.10.2013 tarihi olduğu ve bu tarihin Kurban B.ı’nın 1. gününe rastladığı, 6100 sayılı HMK'nın 93. maddesi gereğince sürenin son gününün tatil gününe rastlaması durumunda sürenin, takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biteceği, hâl böyle olunca, itiraz süresinin son gününün, 21.10.2013 tarihine denk geldiği, somut olayda da, davalı ödeme emrine 21.10.2013 tarihinde itiraz ettiğinden takibe karşı yapılan itirazın süresinde olduğu kabul edilerek 2004 sayılı İİK 'nın 67. maddesi gereğince taraf delil ve belgeleri toplanıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde esas hakkında bir karar verilmesinin gerekeceği-
Kira, elektrik ve su alacağından dolayı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Kira alacağından dolayı başlatılan icra takibine karşı vaki itirazın iptali ve tahliye istemi-
Davanın, kredi sözleşmesi uyarınca, 09.11.2001 ve 09.05.2002 tarihli taksitlerin zamanında ödenmemesi nedeni ile 15.08.2011 tarihinde başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, karz akdine dayalı borç ilişkilerinde 10 yıllık zamanaşımı süresi kabul edildiğinden, takip tarihi itibari ile bu süre geçmediği gibi, usulüne uygun yapılmış bir zamanaşımı itirazı da bulunmadığı göz önüne alınarak dosyanın esasına girilip, taraf delilleri toplanıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Dosya içeriğinden davacının hangi aylara ait kira alacağını talep ettiğinin tereddütten uzak şekilde anlaşılamadığı, bu nedenle öncelikle davacının hangi aylara ait kira alacağını talep ettiği açıklattırılıp taraflar arasında görülen Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne ait 2010/1231 Esas ve 2012/36 Karar sayılı hükmünün kesinleşme şerhini içerir ilamı temin edilerek bu ilam ile kesinleşen kira alacağı da gözönünde bulundurularak yeniden bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı satıcı ile davalı tüketici arasında kömür satımından kaynaklanan uyuşmazlığına bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu-
Bozma ilamında hüküm altına alınan miktarla ilgili olarak 4.000,00 TL yönünden de davanın kabulü gerektiği belirtilmesine karşın, reddedilen faiz tutarını da kapsar mahiyette davanın tamamen kabulü yönünde hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, bu durumda, 360,00 TL aidat, 129,00 TL faiz, 8,33 TL akaryakıt borcu ve 4.000,00 TL katılım payı yönünden itirazın kısmen iptaline ilişkin hüküm kurularak, icra inkar tazminatı miktarının asıl alacak miktarına göre değerlendirilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti hususunda da kabul ve ret oranına göre hesaplama yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Davalı itirazında 2013 yılı ara ödemesi olan 1.430,00 TL'yi 16.01.2013 tarihinde ödediğini iddia etmiş olmasına rağmen bu konuda yeterince araştırma yapılmadığı, bu nedenle bilirkişiden yapılan ödeme ile ilgili olarak kooperatife ait kayıtlarda ve ibraz edilen makbuz üzerinde yapılacak incelemeye dayalı ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Somut olay, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, anılan bu tür uyuşmazlıkların 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan ticari davalardan olmadığı gibi dava her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir hukuk davası da olmadığı, bu durumda mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözönünde bulundurulup 6100 sayılı HMK'nın 114/c ve 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İcra inkâr tazminatı isteminin müddeabihe tabi bulunmadığı- İtirazının iptaline karar verilmiş olduğundan, davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
