Davacı banka tarafından takipten önce davalıya gönderilen hesap kat ihtarının tebliğ edildiği ve davalının buna göre temerrüde düştüğü anlaşıldığından mahkemece temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ve kat ihtarından sonra yapılan ödemeler dikkate alınarak icra takip tarihi itibarıyla asıl alacak ve işlemiş faiz alacağının ayrı ayrı tespiti gerekeceği-TBK'nın 88. ve 120. maddelerinin ticari işlerde uygulanamayacağı-
27/10/2011 havale tarihli bilirkişi raporunda da, ''yapılan tüm harcamaların sadece davalının sorumluluğunda olan kredi kartları ve gizli şifrelerin fiziken kullanılarak yapıldığı anlaşılmış olup cari devrede davalının bunlara dair herhangi bir 'kayıp/çalıntı'' bildirimi olduğuna dair kayda da rastlanılmadığından takibe konu borcun davalı tarafından ya da bilgisi dahilinde/sorumluluğunda yapılmış alışveriş bedellerinden kaynaklandığı'' yönünde görüş bildirilmiş olması karşısında, mahkemece rapora aykırı düşen gerekçeyle ispat yükünün davacı tarafta olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İtirazın iptali ve tahliyeye ilişkin davada dayanılan kira sözleşmesinde "kiraya verene yapılan ödemeler" başlıklı kısımda, "teslim eden" bölümünde davalının imzasının bulunduğu, "teslim tarihi" bölümde karalama yapıldığı, sözleşmede bunun dışında davalının başka bir imzasının bulunmadığı anlaşıldığından, yazılı kira sözleşmesindeki hükümlerin davalıyı bağlamayacağı ve kira bedeli taraflar arasında çekişme konusu olup davacının TMK. 6 uyarınca kira bedelini kanıtlaması gerektiğinden, mahkemece davacıya, kira bedeli konusunda yemin delili dahil ispat vasıtalarını sunması için imkan ve süre verilmesi gerektiği-
Kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin davada, davalının aralarında yaptıkları anlaşma gereğince taşınmaza yaptığı masraflar nedeniyle kira bedellerinin ödenmediğini savunduğu, davacının ise böyle bir anlaşmaya varmadıklarını belirttiği, davalının bu konuda mahsup isteği olmadığından ve iyileştirme masrafları ayrı bir davaya da konu olabileceğinden takip konusu alacağın tamamı üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu alacak faturaya dayalı olup bilinebilir, belirlenebilir, bir başka deyişle likit olduğundan İİK'nın 67. maddesi uyarınca davacı yararına hükmedilen miktarın % 40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
352 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05/07/2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı nın asgari % 40 olarak uygulanacağı, davacının başlattığı icra takibi (03.05.2012) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce olduğundan, davacı lehine % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-