Taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu gözetildiğinde, alacağın likit ve muayyen, bir başka deyişle taraflarca önceden belirlenmiş veya basit bir işlemle hesaplanabilecek nitelikte olduğu, hal böyle olunca, mahkemece alacağın likit olduğu gözetilerek icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerekeceği- Davacı şirketin ancak bu konuda bir kararlaştırmanın bulunduğunu ispat ettiği taktirde dava konusu ödenmeyen fatura bedeli alacaklarına 6183 sayılı yasada öngörülen oranlarda gecikme zammı uygulanmasını isteyebileceği, aksi durumda ise, fatura bedellerine son ödeme tarihlerinden itibaren ancak yasal faiz uygulanmasını talep edebileceği-
Dava konusu alacağın varlığı ve miktarının, bilirkişi raporuyla belirlendiği, o halde, dava yargılamayı gerektirdiğinden; mahkemece, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, belirlenen asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru görülmediği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemi-
Taraflar arasında imzalanan 01.10.2007 günlü proje yönetim sözleşmesine göre, davacının, davalıya ait inşaatın; projesine, programına, şartnamelerine uygun olarak yönetim organizasyonunu ve denetimini yapacak ve anılan sözleşmenin 11. maddesine göre de, davalının taşeronlarının verdiği zararları tespit edeceği, davalının taşeron firması olan M. Ltd. Şti.nin , İstanbul 25. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/91 esas sayılı dava ile işbedelinin tahsilini;bu dava ile birleşen davada ise, davalı adi ortaklık, ayıplı imalat bedelinin tahsilini talep ettiği; mahkemece verilen kararda, taşeronun yaptığı kaplama işinin ayıplı olduğu gerekçesiyle, oluşan zararın taşeron M. şirketinden tahsiline karar verilmiş ise de, kararın henüz kesinleşmediği, bu itibarla, eldeki davada verilecek kararı etkileyeceğinden, anılan davanın sonucunun beklenilerek, asıl ve birleşen davada bir hüküm kurulmasının zorunlu olduğu-
Sözleşmenin hususi şartlar bölümünün 4. maddesinde yıllık kira artışının enflasyon oranında tarafların anlaşmalarıyla devam edeceği kararlaştırılmış ise de, hangi kurumun açıklayacağı oranların baz alınacağının, TEFE mi TÜFE mi oranında artırılacağının açıkça belirtilmediği, bu haliyle sözleşmedeki artış şartı belli ve muayyen olmadığından davalı kiracı yönünden hüküm ifade etmeyeceği, bu durumda davacının 01.03.2007-01.05.2011 arası kira farkı alacağının tahsili için başlattığı icra takibinde 01.03.2008 tarihinden sonraki yıllar için kira tespit ilamı ile belirlenen kira miktarının artışlı olarak talep edilmesinin mümkün olmadığı-
Minibüs hattı sözleşmesi gereği ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı ile % 40 icra tazminatı istemi-
Kira ilişkisinden kaynaklanan ortak gider alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin davada; davacının, kira sözleşmesine dayalı olarak, iş merkezinde davalıya kiralanan bağımsız bölümlerden dolayı, kiracıların iş merkezindeki ortak giderlere katılmasına yönelik alacağın tahsili isteminde bulunduğu; alacak isteminin kira sözleşmesine dayalı olduğu; HMK'nun 4. maddesine göre kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklara sulh hukuk mahkemesince bakılması gerektiği-
İcra dosyasına yapılan ödeme sonucu bononun davalı-borçlu eline geçtiği, bonodan dolayı bakiye bir alacağı bulunduğunu iddia eden davacı-alacaklının bunu kanıtlama yükümlülüğü altında bulunduğu-
Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik bir kısım alacağa yönelik itirazın iptaline karar verilmesinin talep ve dava edildiği uyuşmazlıkta, dava tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra ıslah edilen miktar yönünden itirazın iptali davasına ilişkin 1 yıllık hak düşürücü süre geçmiş sayılacağından, mahkemece bu sürenin resen gözetilerek, ıslah edilen kısım yönünden davanın reddi gerektiği-
İİK’nun 71. maddesinin uygulanabilmesi için kesinleşmiş bir icra takibinin varlığı ön koşul olduğu-
