Mahkemece icra takibine konu son dönem yönünden, kiralananın tahliye edildiği tarihe kadar olan kira alacağı ve tahliyeden sonraki bir aylık süreye karşılık gelen makul süre kira alacağı da hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Eski hale getirme bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; davacı tarafından mahallinde yaptırılan tespit sonucu düzenlenen 03/08/2006 günlü ve bilirkişi F.N. imzalı bilirkişi raporunun mahkemece denetlenmediği; aynı şekilde bu dava dosyasında da denetlenmemiş sadece faiz yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı; bu durumda mahkemece mahallinde keşif yapılarak veya itiraza uğrayan tespit raporu üzerinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporda belirtilen zararların ve giderilmesi için belirtilen miktarların denetlenmesi, ondan sonra işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği-
Kira bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; davacı alacaklı takipte 2011 yılı Haziran ayı için bakiye kira bedeli olduğunu belirttiği 1.645-TL talep ettiği halde mahkemece bu ay için tam kira bedeli olan 2.875-TL alacağa hükmedildiği; ayrıca kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin her ayın 5'ine kadar ve peşin ödeneceği belirtilmesine rağmen, hükme esas alınan 02.06.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda faiz hesaplamasında vade tarihlerinin 2011 yılı Haziran ayı için ayın 10'nu diğer aylar için ayın 1'ini esas alarak hesaplama yapılmasının doğru olmadığı-
Davacının başlattığı icra takibinin tarihi 21.10.2010 olup, 6352 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile İİK.'na eklenen geçici 10.maddesi uyarınca, % 40 inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, % 20 inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı, ne var ki; bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Her ne kadar davalı borçlu aleyhine açılan davada davanın reddine karar verilmiş ise de, alacaklının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğine göre, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni olduğu-
Mahkemece davanın kabulüne, itirazın iptaline karar verilmiş, olmasına göre, 6352 Sayılı Yasa ile değiştirilen 2004 Sayılı Kanun'un geçici 10. maddesinde; " bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edileceği" düzenlenmesine göre kabul edilen asıl alacak miktarı olan 12.319 TL üzerinden %40 oranında icra inkar tazminatı verilmesi gerekirken %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kira alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı alacaklı tarafından 23/09/2013 tarihinde başlatılan tahliye talepli icra takibinde birikmiş yasal faizi ile birlikte toplam 6.872,68 TL kira alacağının tahsilinin istendiği; davalı borçlunun borcu bulunmadığını belirterek takibe itiraz ettiği; davacı vekilinin 09/10/2014 tarihli dava dilekçesinde takibe yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istediği; davacının tahliye talebinde bulunmadığı sadece itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği halde mahkemece talebi aşar şekilde tahliyeye karar verilmesin usul ve yasaya aykırı olduğu-
6352 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takiplerine eski Kanun'da yer alan %40 inkar tazminatının uygulanması gerekeceği, yeni kanundaki %20 inkar tazminatının ancak bu tarihten sonraki takiplere uygulanabileceği-
Mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan kararın, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olacağı- Bozma ilamında 'miktara' yönelik bir belirleme yapılmadığından, yani, karar eksik araştırma nedeniyle bozulduğundan, ortada atık su isteme yönünde usulü kazanılmış hak bulunduğu, ancak bu usulü kazanılmış hakkın miktara yönelik olmadığı- Bu durumda, "...davalının, tesis içerisinde bulunan kuyu suyunun sadece yüzme havuzunda kullanılan kısmının kanalizasyona bağlı olduğu, kuyu suyunun sistemde kullanma suyu olarak kullanılmadığı, kuyu suyunun kullanıldığı diğer kısımlarda (bahçe sulaması, yangın hidrantı) kanalizasyon bağlantısının bulunmadığı, kanalizasyon bağlantısı tespit edilen davalı şirkete ait kuyu suyundan yüzme havuzunda kullanılan kısmına ait kanalizasyon atık su bedelinin ve gecikme zammı toplamının ... TL olduğu" yönündeki kararın isabetli olduğu-
Hukuk davalarında Adli Tıp Kurumu son inceleme merci de olmadığından, yeniden inceleme yaptırılabileceği, üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesinden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla, takibe konu senedin altındaki imzaların aidiyeti konusunda inceleme yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
