Kira alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; davalı davaya konu kiralananda kiracı olduğunu yapılan yargılama sırasında kabul ettiği; davacı dava dilekçesinde kiralananın malik olduğunu bildirdiği; dosyadaki mevcut tapu kaydı örneğinden ise bu durumun doğrulanmadığı; kural olarak kira alacağını talep etme hakkının kiralayana ait olduğu; ancak kiralayan dışında taşınmazın malikinin de kira alacağı talep edebileceği; bu nedenle davacının icra takibi yapıp, kira bedellerini talep etmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı; davalı kiracı, kiralayanı olarak kabul ettiği Ş.A.'a takibe konu aylar kira bedellerini ödediğini iddia etmediği gibi ödemediğini açıkca beyan ettiği; bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu alacağın davalı imzasına havi belgeyle belirlendiği gözetildiğinde, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; davacı kiralayan tarafından icra takibinde dayanılan 01.01.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin özel şartlar kısmında kiracının peşinat olarak 20.000 Euro ödediği; davacı vekili her ne kadar müvekkiline böyle bir ödeme yapılmadığını, bahsedilen 20.000 Euro kısmının kiracı tarafından doldurulduğunu belirtmiş ise de dosyaya başka bir kira sözleşmesi de sunulmadığı; öte yandan dava dilekçesi ekinde bulunan ve kiracı adına imzalı 31.01.2012 tarihli belgede ise 2.000 Euro kaparo verildiği; 31.01.2012 tarihinde ise 10.000 Euro verildiği; toplam 12.000 Euro ödeme yapıldığı; kalan kiranın 8.000 Euro olduğu ve 07.02.2012 tarihinde ödeneceğinin belirtildiği; mahkemece sözleşmedeki peşin ödemeye ilişkin kayıt ve davacı kiralayan tarafından sunulan ve kiracının ödemeleri ile eksik ödenen miktarı ve ne zaman ödeneceğini belirten 31.01.2012 tarihli belge üzerinde durularak ve tarafların kira parasının ödenip ödenmediğine dair tüm delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali istemine ilişkin davada; davacı alacaklı tarafından 01/05/2012 tarihli kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla 01/04/2013 tarihinde takip başlatıldığı; ödeme emrinin davalı kefile tebliğ edilmediği ve davalı kefilin itiraz etmediği; bu durumda, davalı kefilin herhangi bir itirazı bulunmadığından, davacının, davalı kefil yönünden itirazın iptalini istemekte hukuki yararının olmadığı, bu nedenle itirazın iptali isteminin davalı kefil yönünden reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip talebinden ve dava dilekçesinde davacıların hangi sözleşmeye göre hangi yılların kirasını istedikleri, kime ne kadar ödeme yapılacağının anlaşılamadığı; bu durumda mahkemece davacılara hangi sözleşmeye göre hangi yılların kirasını istedikleri açıklattırılarak sonrasında uzman bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İtirazın alacaklıya tebliğine dair evraka rastlanmamış ise de, alacaklının aynı takiple ilgili itirazın kaldırılması talebiyle dava açtığı anlaşıldığından, itirazın en geç bu tarihte davacı tarafça öğrenildiği kabul edilerek davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gözetilerek hak düşürücü süre nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; davalının, kira sözleşmesinde kiracı sıfatı bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası bozma ilamına uyularak-
Kira ve ortak gider alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, takip konusu döneme ait davalı tarafından yapılan ödemeler mahsup edilerek davalının kira alacağı hesaplanmış ise de; 17/09/2013 tarihinde davalı tarafından yapılan 1.100 TL kira ödemesinin, 1.000 TL olduğu esas alınarak alacak miktarının belirlenmesinin yanlış olduğu-
Kur farkı alacağından kaynaklanan uyuşmazlıkta düzenlenen faturaların Amerikan Doları cinsinden olduğu görülmekle kural olarak kur farkı istenebilmesi mümkün ise de; davalının çekle ödemede bulunduğu, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceği-