Taraflar arasında düzenlenen müstahsil makbuzlarına istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, mal bedelinin ödenip ödenmediği hususunda, tahsilat makbuz asıllarının ibrazı sağlanarak usulüne uygun şekilde imza incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı zamanaşımına uğramış bono, "yazılı delil başlangıcı" niteliğinde olup davacı, senette lehdar konumunda olduğundan, keşidecilere karşı temel ilişkiye dayanarak alacak talebinde bulunabileceği ve temel ilişkiyi tanık dahil her türlü delil ile ispat edebileceği-
Aynı kira alacağına ilişkin öncelikle örnek 7 nolu ilamsız takip yapıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığı ve takibin derdest olduğu, aynı kira alacağı nedeniyle örnek 10 nolu kambiyo takibi yapıldığı ve ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde gelerek mükerrer takip yapıldığı itirazında bulunduğu, bu haliyle her iki takip dosyasının da tarafları, sebepleri ve konusu aynı olduğu; borçlunun derdestlik iddiasına dayalı borca itirazının kabulü ile İİK. mad. 169/a-5 uyarınca daha sonra yapılan takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Davacının alacağının cari hesap alacağından doğduğu, alacağın gerçek olduğu, haciz tutanaklarının İİK. mad. 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenen tasarrufların takip konusu alacaklardan sonra yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla, mahkemece dava ön koşulları yönünden itirazın iptaline ilişkin hükmün kesinleşip kesinleşmediği sorularak kesinleşmemiş ise kesinleşmesi beklenerek, kesinleşmiş ise dava koşulları gerçekleşmiş olacağından tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği- Borçlu ile davalının kayınpeder-damat (borçlunun kızı, davalının eşi) olması halinde İİK. mad. 278/3-1, 280/1 gereğince, dava konusu diğer tasarrufun iptli gerekeceği- Davalı vekilinin savunmasından davalının borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından ve dava konusu taşınmazın satışına rağmen halen borçlu tarafından bedelsiz olarak kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığından, İİK. mad. 280/1 gereğince davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun yaptığı itiraz nedeni ile takibin durması üzerine, davacı alacaklının itirazın iptali davası açıp açmadığı araştırılarak, açmış ise anılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi, aksi halde tasarrufun iptali davasının kesinleşmiş bir takip bulunmadığından ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacıya iadesine karar verilen alacak miktarı belediye ile yapılan yazışmalar ve yargılama sonucu belirlendiğine ve davalı tarafından üçüncü kişi durumunda olan belediyeye yapılan ödemenin bilinebilir nitelikte olmadığına göre likit bir borcun varlığından sözedilemeyeceği, bu nedenle mahkemece icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalının imzaladığı taahhütnamede kefilin sorumlu olduğu miktar belirtilmemiş olduğundan kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu, davalının borçtan sorumlu tutulamayacağı-
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, temlik alan davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına karar verildiği-
İtirazın iptali davasının devamı sırasında yapılan kısmi ödemenin, hükmün infazı sırasında dikkate alınması gerekeceği-