Davacı tarafça düzenlenen faturaların itiraz edilmeden davalı taraf defterlerine işlendiği, alacağın her iki tarafın defterlerine de işlendiği anlaşılmakla, davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olduğu-
Asıl ve birleşen davalar birbirlerinden bağımsız olup, ayrı ayrı temyiz yoluna başvurma harcına tabi olduğu-
Söz konusu şirketin davacı sıfatının kalmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin 3/a maddesinde kiracıya teslim edilen araçtan dolayı tahakkuk edecek olan her türlü para cezalarının kiracıya ait olacağı belirtilmesine ve bu cezalarla ilgili kiracıya ihbar yapılmasına ilişkin sorumluluğun kiralayan şirkete yüklendiğine dair özel bir şart bulunmamasına göre finansal kiracının kiralama süresi içindeki idari para cezasından sorumlu tutulması gerekeceği-
Somut uyuşmazlıktaki yetki şartı geçerli olsa da yetki sözleşmesinin ya da sözleşmeye konulan yetki şartının belli bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınması hususunda kesin yetki olarak değerlendirilemeyeceği- Davalının cevap dilekçesinde yetkiye yönelik herhangi bir itirazının olmadığı dosya içeriğinden anlaşıldığından ve ortada kesin yetki bulunmadığından mahkemece sözleşmede yer alan yetki şartının kendiliğinden araştırılamayacağı-
Davaya konu kaçak su kullanma tutanağının ve kaçak tahakkukunun davalı apartman yöneticiliği adına düzenlendiği anlaşılmakta olup, bu durumda davalı yönetime 634 s. K. mad. 35 uyarınca husumet yöneltilebileceğinin kabulü gerektiği-
Alacaklının itirazın iptali davası açması için öngörülen bir yıllık sürenin borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazın tebliği ile başlayacağı, öğrenme tarihinin sürenin başlamasında dikkate alınmayacağı-
Taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmaması halinde, davacı avukatın talep edebileceği akdi vekalet ücretinin Av. K. mad. 164/4 gereğince belirlenmesi gerektiği- 5043 s. K. ile değişik Av. K. mad. 164/4 gereğince, davacının takip etmiş olduğu menfi tespit davası, konusu parayla ölçülebilir bir dava olduğundan, davada müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirlenmesi gerektiği- %10 akdi vekalet ücretinin, menfi tespit davasında harcın yatırılmış olduğu dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiği- Hükmedilen inkar tazminatı, davanın müddeabihi kapsamında olmadığı halde, %40 icra inkar tazminatı üzerinden de ücret hesabı yapılmasının isabetsiz olduğu-
İİK.nun 53.maddesi uyarınca yapılan bildirimin bir ödeme emri niteliğinde olmayıp, bir ödemeye davet olduğu- Bu davete itiraz edilmiş olması, kesinleşen takibe karşı itirazın iptali davası açılmasını mümkün kılmayacağı, mirasçıların borçtan ancak menfi tespit davası açmak ya da süresi içinde mirası reddederek kurtulabileceği, bu durumda mahkemece davanın kesinleşmiş takibe karşı itirazın iptali davası açılamayacağı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan reddi gerektiği-
Davacı bankanın, davalılar asıl borçlu ve adi kefil hakkında, sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle sözleşmeyi feshedip ihtarname tebliğine rağmen borcu ödememeleri üzerine sözleşmeden doğan alacaklarının tahsili için başlattığı takibe vaki itirazın iptali davasında; diğer davalı sözleşmenin adi kefili olup, sözleşmede kefalet limitinin gösterilmemesi nedeniyle kefaletin geçersiz olduğu, kefalet geçerli olsa bile davacının önce asıl borçluyu takip edip takip semeresiz kaldıktan sonra adi kefile başvurması gerektiği-