Davacı bankanın öncelikle muaccel olan taksitlerin ödenmesi için bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerektiği halde tüm borcu kat etmek suretiyle muacceliyet uyarısında bulunduğu ve kanunun 10. maddesindeki şartın yerine getirilmediğinin açık olduğu, ancak davacı bankanın, davalı borçlunun hesap katinde ve takip tarihinde halen ödemediği yada eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer fer'ileriyle birlikte takip yapma hakkına sahip olduğu gözetilmeden davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekeceği-
Tarafların ticari defterlerinin incelettirilerek ve davalı taraf bu miktarı ödediğini iddia ettiğine göre, bu husustaki delilleri de sorularak işçilerin hak ediş alacağının bulunup bulunmadığı, açıklamalı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekeceği-
Kooperatif aidat alacağı ve işlemiş faizlerinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, genel kurul tutanaklarından yararlanılarak itiraz edilmeyen aidat tutarları yönünden, TBK. mad. 120 göz önünde bulundurularak işlemiş faiz hesabı yapılması gerektiği- İİK. mad. 67 uyarınca davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacının icra takibinde haksız çıkması yeterli olmayıp, takibinde açıkça kötü niyetli olduğunun da kanıtlanması gerektiği,-Davacının davasını ispatlanamaması sebebiyle kötü niyet tazminatına da hükmedilemeyeceği-
B.ye dosya borcunun itirazın iptali ilamına konu olan inkar tazminatı, vekalet ücreti, yargılama giderleri dikkate alınarak tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddütlere sebebiyet verecek şekilde takip tarihinden önce işlemiş ve itirazın iptali kararına konu olan faiz alacağının, mükerrer bir şekilde takip tarihinden sonra işlemiş faiz olacağı ile toplanılarak sadece faiz alacağı miktarının tespitine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Asıl alacak açısından 490,00 TL üzerinden, işlemiş faiz yönünden ise 67.311,91 TL'ye yönelik itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken itiraz edilmeyen ve dolayısı ile dava konusu olmayan 47.310,00 TL'nin de hesaba katılarak HMK'nın 297. maddesine aykırı ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması ve buna göre de itiraz edilmeyen bölümle ilgili olarak davalının yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olmasının da şart olmadığı-
4077 s. K. mad. 22 uyarınca, kesinlik sınırı 01.01.2012 tarihi itibariyle 1.161,67 TL olarak belirlenmiş olup, davaya konu olan tüketici sorunları hakem heyeti kararında iadesine karar verilen miktar belirtilmediğinden, kararın infaz edilmesinin mümkün olmadığı, ancak tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebileceği ve davacı tüketicinin itirazın iptali davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı-
11. HD. 23.12.2015 T. E: 3884, K: 13815-