Dava, mal satışından kaynaklanan bakiye cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacının sattığı ürünler için iki yıl garanti verdiği malların montaj sorumluluğu davacı da olmadığı için ters bağlantıdan kaynaklanan ayıptan dolayı davacının sorumluluğunun bulunmadığı, kayış ve kasnaklardaki ayıptan dolayı davacının sorumlu olduğu miktarın alacaktan düşülünce kalan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesine ilişkin kararın onanması gerekeceği -
Ödeme emrine itiraz ederken takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmeyen veya ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlunun, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamayacağı-  Somut olayda, huzur hakkı alacağının işlemiş faiziyle tahsili için başlatılan icra takibi, var olduğu düşünülen asıl alacak ve işlemiş faiz borcunun tahsili amacına yönelik olup, davalının icra takibinde kısmen haksız olduğu yargılama sonunda belirlenmiş ise de, icra takibinde haksızlık, icra takibinin salt bu nedenle kötüniyetle başlatıldığının kabulüne yeterli olmayıp, takibin kötüniyetli olduğuna dair somut bir kanıt bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davacının kötüniyet tazminatı isteminin bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerektiği- 
Dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmelerinin ticari nitelikteki sözleşmelerden olduğu, davalıların kefil olarak imzaladıkları takip dayanağı genel kredi sözleşmelerinde Antalya mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin hüküm bulunduğu, sözleşmedeki bu yetki şartı 6102 sayılı TTK'nda hükme bağlanan ticari teselsül karinesi ve kefaletin fer'iliği gereği davalıları bağladığından ve icra takibi de sözleşmede belirtilen Antalya icra dairesinde yapılmış olduğundan yetkili icra dairesinde takip yapılmasına ilişkin dava şartının eldeki davada gerçekleşmiş olacağı-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle "portföy tazminatı", "ikramiye bonosu" ödenmesi talebinden kaynaklanan tazminat istemi-
İtirazın iptali davalarında, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca ön sorun olarak incelenmesi gerekeceği- Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisi incelenip, yetkisiz olduğu sonucuna varıldığı takdirde dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi, icra dairesinin yetkili olduğunun kabul edilmesi halinde ise, mahkemenin kendi yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerektiği-
Vekaletten azil gibi istifanın da taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceği- Haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de işe devam etme olanağı mevcut olmadığından avukatın, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebileceği- Davacı ile davalı arasında imzalanmış olan avukatlık sözleşmesinde, davacı avukatın alacağı ücretin toplam 18.200,00 TL olduğu bunun 9.100,00 TL sinin 10 nisanda kalanın ise 10 mayısta ödeneceği anlaşılmakta olup. mahkemece takip tarihi itibariyle 10 mayısta ödenmesi gereken kısmın henüz muaccel olmadığından bahisle davanın muaccel olan kısmı yönünden kabulüne karar verilmişse de, sözleşmede belirtildiği gibi ve ayrıca istifa tarihi itibariyle davacı avukat dosyadan elini çektiğinden tüm vekalet ücreti alacağı muaccel hale gelmiş olduğu ve bu durumda mahkemece, davanın 18.200,00 TL asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalı ihtilafa konu faturalar yönünden akdi ilişkiyi inkar ettiğine göre, ispat yükünün davacıda olduğu, davacı faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispatlaması gerekeceği-
Ticari satışlarda zamanaşımı süresinin 6 ay olarak belirlendiği, bu sürenin teslimden itibaren işlemeye başlayacağı, ancak daha uzun süreli garanti verildiği durumlarda zamanaşımı süresinin garanti süresi sonuna kadar uzayacağı-