Davacının verdiği yemek hizmetinin bedelinin ödendiğini ispat yükü davalı tarafa ait olup, ödeme hususunu karşı tarafın muvafakati olmadan davalının kendi şirket defterlerine dayandıramayacağı-
Sadece asıl alacak üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, işlemiş faizin de katılarak bulunan toplam tutar asıl alacakmış gibi gösterilerek bu rakam üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Bir kısım kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkin davada; hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine dayanarak tahliye kararı verilemeyeceği; davacı alacaklının mahkemeden tahliye isteminde bulunabilmesi için takip talepnamesinde tahliye talebinin bulunması gerektiği; mahkemece bu husus kendiliğinden gözetilerek istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; itirazın iptaline konu icra takibi 16.05.2012 tarihinde başlatılmış olup icra takibi 6352 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlatıldığından davacı lehine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Kira alacağından dolayı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; mahkemece davacının bankaya yapılan ödemeleri ihtirazi kayıt koymaksızın tahsil ettiği bu nedenle taraflar arasında kira bedeline ilişkin zımni anlaşma olduğu gerekçesiyle 25.06.2009 tarihinden sonra aylık 3.750 USD üzerinden yapılan hesap sonucu belirlenen miktar üzerinden hüküm kurulmuş ise de, bu bedel üzerinden bankaya yapılan ödemelerin davacı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeden tahsil edilmesinin taraflar arasında kiranın aylık 3.750 USD olarak belirlendiği anlamına gelmeyeceği; kira bedelinin indirilmesine ilişkin anlaşmanın yazılı delillerle ispatlanmasının gerekeceği; bu durumda uyuşmazlığın 01.10.2007 tarihli, aylık 4.500 USD bedelli kira sözleşmesine göre çözümlenmesi gerekeceği-
Kiralanana yapılan faydalı masrafların tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada; mahkemece davacı kiracının taşınmaza yaptığı iyileştirme bedellerinin tesbiti için mahallinde keşif yapıldığı ve İnşaat bilirkişisi S.K. 15.05.2014 tarihli ve 20.10.2014 tarihli ek raporlarında yapılan iyileştirme bedellerinin toplamının 11.171.84 TL olduğunu tesbit ettiği; davalı kiraya verenin 09.12.2014 tarihli oturumda davacı kiracıya kira bedeli konusunda aylık kiranın 20 TL olmadığı 250 TL olduğu konusunda yemin teklif ettiği; davacı kiracının eda ettiği yeminin de aylık kira bedelinin 250 TL olduğunu yalan yere yemin edemeyeceğini o dönemde aylık kira bedelinin 250 TL olduğunu ancak kiraya verenin aylık 200 TL den takip yaptığını beyan ettiği; bu durumda aylık kira bedelinin 250 Tl olduğunun kabulü gerekeceği; o nedenle davalı kiraya verenin takip talebinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna göre davacının alacağından kabul edilen aylık kira bedeli 250 TL esas alınarak 20 aylık kira bedeli tutarı olan 5.000 TL'nin mahsup edilmesi gerektiği-
Götürü bedelli işlerde yüklenicinin, eseri hangi seviyeye getirmişse, kararlaştırılan bedele o oranda hak kazanacağı, öte yandan itirazın iptali davalarında borç ve alacak durumunun takip tarihi itibariyle belirlenmesi ve takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin infaz sırasında nazara alınmasına karar verilmesi gerektiği, davadaki haklılık durumunun da takip tarihindeki duruma göre değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, diğer taraftan dava edilmeyen alacağın sonradan ıslah yoluyla dava konusuna eklenemeyeceği, ıslah yoluyla bir işlemin düzeltilebilmesi için taraflarca yapılan bir usul işleminin bulunmasının zaruri olduğu-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle tahliye istemlerine ilişkin davada; kira sözleşmesinin tarafı B.O. olup A.K.'nın, B.O. adına hareket ederek temsil yetkisine göre sözleşmeyi imzaladığı; buna göre kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın da temsil edilen B.O. yönünden hukuki sonuç doğuracağı; B.O. adına hareket ettiği anlaşılan A.K.’ın şahsen icra takibi başlatarak itirazın iptali davasını açmış olmasında aktif husumet ehliyeti bulunmadığı; bu durumda mahkemece davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
TTK'nın 105. (6762 s.TTK m. 119 ) maddesi uyarınca bu tür sözleşmeler için acenteye karşı müvekkili adına takip yapılabileceği, somut uyuşmazlıkta ise, müvekkili adına davalı yana karşı yapılmış bir icra takibi bulunmadığı, ortada usulünce başlatılan doğru hasma yöneltilen bir icra takibi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-