Birleştirilen davalarda tek bir yargılama yapılacağı ve ortak delillerin tek bir kez toplanılacağı- Davalı Kurum tarafından davacı aleyhine önceden açılan davaya dayanak yapılan kurum işlemi ile eldeki davaya konu işlemi aynı olduğundan, her iki davanın konusu ve tarafları bakımından aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunup bulunmadığının tespiti için (davalardan biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceğinden ve çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından) önceki dosya temin edilerek, eldeki dava hakkında inceleme ve araştırma yapılarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerektiği-
Davacının, Savcılığa verdiği şikayet dilekçesi ve emniyette verdiği ifadede alacağının daha düşük olduğuna dair bu beyanlarının kendisini bağlayacağı-
Bilirkişi raporunda da değinildiği üzere, davacı hastane ile dava dışı SGK arasında sağlık hizmeti alımına ilişkin sözleşme bulunmadığı, davalı ile aralarındaki tedavi sözleşmesinde de ödenecek ücret konusunda bir sınır bulunmaması nedeniyle bir üst tedavi sınırının belirlenemeyeceği, öte yandan davalının cevap dilekçesindeki ifadelerden daha çabuk, daha iyi tıbbi müdahale ve hizmet alacağı inancıyla davacı hastaneyi tercih ettiği, bu yönden gabin iddialarının da yerinde olmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği- İlk karar sadece davacı tarafından temyiz edildiği halde, bozma sonrası verilen son kararda ilk hükümden azına dair hüküm kurulmasının ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin, yargılama ve temyizin temel ilkelerinden olan usuli kazanılmış hak kuralının ihlali mahiyetinde olduğu-
İtirazın iptali davasının takibe bağlılığının alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerli olduğu- Kiralananın davacının yetkili satıcısı durumunda olan davalı alt kiracıya devredilmesine muvafakat verildiği, taşınmaz davacı tarafından kiralanmış ise de, davacı ile davalı arasındaki geçerli yetkili satıcılık sözleşmesi gereğince kiralananın davacının yetkili satıcısı olan davalının tasarrufunda olduğu- Davalının, taraflar arasında düzenlenmiş yetkili satıcılık sözleşmesi ve alt kiracılık ilişkisi nedeniyle, tasarrufunda bulunan ve kullanmakta olduğu kiralanana ilişkin kira bedellerinden davacıya karşı sorumlu olduğu- Yargılama sırasında davalı, kiralananın tahliye edilmesi nedeniyle davacının kendisine kira bedeline ilişkin fatura düzenleyemeyeceğini iddia etmişse de, davalının kira bedellerinden sorumluluğunun kiralananın tahliye edilmesine kadar devam edeceği- Kiralanan, asıl kiraya verenin yapmış olduğu icra takibi ve icra hukuk mahkemesinden alınan tahliye kararı ile tahliye edildiğinden, tahliye tarihine kadar kira bedellerine ilişkin yükümlülüğün devam edeceği-
Dava açılmadan önce kıdem tazminatı ile ilgili olarak arabuluculuğa başvuran davacının, ıslaha konu kısım için ayrıca bu yola başvurmasının zorunlu olmadığı-
Mahkemece; ikinci hüküm ile kabul edilen asıl alacak ve KDV'sinin bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği ve buna bağlı olarak davacı lehine usule ilişkin kazanılmış hak doğduğu gözetilerek, kesinleşen fatura asıl alacağı ve KDV olmak üzere toplam ................. TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Kaçak kullanım bedelini ödemeyen davalının tahsili için başlatılan takibe de haksız olarak itiraz ettiği ileri sürülerek açılan davada, davalının tacir olmadığı ve davanın ticarî dava olarak kabul edilemeyeceği açık olduğuna göre, davanın açılmasından önce arabulucuya başvurulması gerektiğinden bahsedilemeyeceği, hal böyle olunca, mahkemece; davanın esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlıkta hizmet alım sözleşmesi olduğu, araç kiralama ilişkisi bulunmadığı- Göreve ilişkin bozma kararına uyulmakla görev hususu kesinleşmiş olup tekrar aynı şekilde görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece; bilirkişinin görüşüne yeniden başvurulması, bu bağlamda mevcut olmadığı tespit edilen demirbaşların imal tarihi itibariyle (imal tarihi tespit edilemediği takdirde kira sözleşmesinin başlangıç tarihi itibariyle ekonomik ve teknolojik ömürlerini doldurup doldurmadıkları) ekonomik ve teknolojik ömürlerini doldurmayanların değeri belirlenerek bu değerden tahliye tarihinde kadarki yıpranma payı da düşülmek suretiyle belirlenecek değerin mevcut olduğu tespit edilen demirbaşlarda ise hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra hor kullanıldığı tespit edilen demirbaşların değeri belirlenerek kullanım süresi ile orantılı olarak tespit edilen yıpranma payının düşülmesi suretiyle belirlenecek değerin hesaplamaya dahil edilmesinin mevcut olan ancak hasar gördüğü tespit edilen demirbaşların ... tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere ekonomik ve teknolojik ömürlerini doldurmuş olanlarının bu hesaplamaya dahil edilmemesinin istenmesi ve gerçek zarara göre bir karar verilmesi gerektiği-
Eldeki davada, dava tarihi 12/03/2019 olduğundan, dava konusu uyuşmazlık da davacı banka tarafından davalı tüketiciye karşı ödenmeyen kredi kartı ve tüketici kredisi borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için açılan itirazın iptali davası olup tüketici işlemine ilişkin olduğundan burada arabuluculuk dava şartının uygulanmayacağı-