Hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin işbu takip ve dava tarihinden sonra da devam ettiği, cari hesap ilişkisinin bulunduğu ve kısmi ödemelerin olduğu, davacının takip talebinde belirtilen miktardan daha fazla alacağı olduğu yönünde görüş bildirildiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları takip tarihi itibariyle borç durumunu tespit etmekten uzak olmakla beraber aynı zamanda tarafların kabulünde olan ve dosyaya sunulmuş olan hesap mutakabatlarının da hiç değerlendirilmediği anlaşılmış olmakla mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Fatura asıllarının davacı-karşı davalı tarafça ibraz edilmemiş olmasına göre, davacının temyiz itirazlarının yerinde olmadığı-
"Davacının davalının nakit ihtiyacını temin etmek üzere borç verdiğini" beyan eden tanıkların bizzat görgüye dayalı bilgileri olmadığından, zamanaşımına uğramış olan senetler yönünden davacının alacağın varlığının ispatlayamamış olduğu-
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde müşterek ve müteselsil kefil olarak yer alan davalılar hakkında, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından başlatılan icra takibinde, sözleşmenin 71. maddesi uyarınca belirlenecek akdi ve temerrüt faiz oranları dikkate alınarak mı yoksa yasal faiz oranı uyarınca mı alacak miktarının tespit edilmesi gerektiği-
İtirazın iptaline karar verilmesi üzerine, alacaklının itirazın iptali kararını icra dairesine sunarak itirazın iptaline karar verilen takip alacağı yönünden icra emri tebliğ edilmeksizin itirazın iptaline karar verilen takip alacağı kadar haciz yapılabileceği- Takip talebindeki alacak kalemleri arasında yer almayıp, itirazın iptali kararında hükmedilen inkâr tazminatı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacaklarının tahsili için borçluya icra emri düzenlenerek tebliğ edilmediğine göre, belirtilen alacak kalemlerinin dosya hesabına dahil edilerek bu miktar yönünden de haciz yapılmasının mümkün olmadığı- Borçlu icra mahkemesine başvurusunda icra emri gönderilmeden itirazın iptali kararında hükmedilen yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve icra inkâr tazminatının da eklenerek dosya hesabı yapılarak malvarlığına haciz konulduğunu ileri sürdüğünden icra müdürlüğünce takibin devamına karar verilen takip alacağını aşan miktar yönünden iptali ile haczin bu miktar yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Yabancı para alacağını içeren takibe yapılan itirazın kaldırılmasında icra inkar tazminatının Türk Lirası üzerinden belirlenmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri gerçekleşmediğinden, dava dosyasının ilk derece mahkemesine iadesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davalı tarafından parmak basılan avukatlık ücret sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan "parmak izinin ihtiyar heyeti ve o yerde tanınmış iki şahıs tarafından onaylanmasına" yönelik düzenleme (HUMK. 297) karşısında; sözleşmenin usulüne uygun şekilde onaylandığından söz edilemeyeceği gibi, davalı tarafça parmak izi açıkça inkar edildiğinden, sözleşmenin geçerli bir sözleşme olarak kabulünün de mümkün olmadığı- Sözleşme geçersiz olduğundan, değeri para ile ölçülebilen dava ve iş türlerinden olmayan ortaklığın giderilmesi davasında, davacı avukatın isteyebileceği akdi vekalet ücreti, hizmetin verildiği tarihteki (ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihteki) AAÜT'deki maktu vekalet ücreti kadar olacağı-
Faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemi-
Davaya konu icra takibine başlanıldığı tarih itibariyle davacının çek borçlularına karşı çek bedellerinin tahsili için yasal yollara başvurmadığı anlaşıldığından icra takibine konu tazminat isteminin önceden belirlenebilir nitelikte olmadığı, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, bozma ilamında, Sözleşme, Veli Taahhütnamesi ve Ödeme Planındaki imzaların davalının eli ürünü olup olmadığının tespit ettirilmesi yanında okul taksitinin davacı banka tarafından davalı lehine ödenip ödenmediğinin de araştırılması gerektiği belirtilmiş olup, okul taksidinin kim tarafından ödendiği hususunda herhangi bir araştırma yapılmadığı, bu itibarla, mahkemece, okul taksidinin kim tarafından ödendiği hususunun banka ve ilgili okul kayıtları üzerinden araştırılması, bu hususta gerekirse banka ve okul kayıtları üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve yapılacak incelemenin sonucuna göre davalının savunması ve imza incelemesindeki belirsizlik değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-