İcra emri ile istenilen asıl alacak kalemi zaten ilamsız takipte gönderilen ödeme emrinde yazmakta olup, şikayetçi borçlu yönünden 200.000,00 TL asıl alacak yönünden bu takibin devamına karar verildiğinden esasında icra emri ile tekrar istenemeyeceği, itirazın iptaline ilişkin kararla ilamsız takipte talep edilen meblağlar hüküm altına alınmış olmakla bu karara aykırı olarak ödeme emrindeki alacak kalemlerine itiraz mümkün olmadığı gibi şikayet üzerine icra mahkemesince yapılacak hesaplama ile bu asıl alacak kalemi miktarı değiştirilemeyeceğinden icra mahkemesince 200.000,00 TL asıl alacak kalemi yönünden 125.000,00 TL olacağı yönünde yapılan hesaplama ve düzeltme yok hükmünde olup, asıl alacak kaleminin 125.000,00 TL olarak düzeltilmesi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- İtirazın iptali kararında ilk defa hüküm altına alınan fer'i alacaklar (tazminat alacağı, yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti) yönünden borçluya icra emri çıkartılmasında bir isabetsizlik olmamakla birlikte, Dairemizce yapılan incelemeye göre icra mahkemesince bu kalemler yönünden yapılan hesaplamanın itirazın iptali ilamına uygun olmadığı görülmekte ise de temyize gelen alacaklı aleyhine bozma yapılamayacağı-
Davacı avukatların sözleşme gereği tahsil edilmeyen icra dosyaları için makbuz düzenlemek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandıkları anlaşıldığından azlin haklı olduğu- Avukatlık Hizmet ve Hukuki Danışmanlık Sözleşmesi de gözetildiğinde, azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı % 2 oranında vekalet ücreti talep edilebileceği-
"Maddi destek" açıklaması ile havale edilen paranın "bağış" olarak kabul edilmesi gerektiği, paranın davalıya borç olarak verildiğinin ispatı için bu açıklamanın yeterli olmadığı- Taraflar arasında mevcut başka bir ilişkinin varlığı da iddia ve ispat edilmediğinden, itirazın iptali davasının reddi gerektiği-
Mahkemece, davacının ibraz ettiği sigorta poliçelerinin tamamı incelenip sigorta alacağı hesap edilip, harcama belgeleri kapsamında ise sunduğu tüm delilleri dikkate alınıp merkezi sistem elektrik ve su bedelleri için davalı tarafın fiilen kullanımına isabet eden makul, hakkaniyete uygun ve denetlenebilir masraf belgesi olup olmadığı değerlendirilerek taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, tarafların itirazlarını da karşılar nitelikte konusunda uzman bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacının ticari defter ve kayıtları, faturaları ile okul öğrenci kayıtları, bursluluk listesi, öğrenci ödeme takip formu, ödeme belgeleri incelenerek davalının her iki çocuğunun okuduğu yıllara ilişkin tüm borç ve ödemeleri tamamı belirlenerek çek bedelinin hangi öğretim dönemine ilişkin olup olmadığına tespitine yer verilerek alacağa ilişkin uzman muhasebeci bilirkişisinden rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Kira bedelinin tespiti davalarında kira bedelinin brüt olarak tespitine karar verileceği, hüküm fıkrasında kira bedelinin net veya brüt şeklinde belirtilmemesi halinde, brüt olarak tespit edildiğinin kabul edileceği- Kiralananın tahliye tarihinin taşınmazın anahtarlarının ilgili icra dairesine teslim tarihi olduğu-
Taraflar arasındaki araç alım-satımı sebebiyle, taşınır rehninin paraya çevrimesi yolu ile, davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi- Davalı tarafından satın alınan araç bedeline mahsuben yapılan ödeme dikkate alınmaksızın davanın tümden kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi- Davacı, davalıya canlı hayvan sattığını ancak satım bedelinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise bedelin ödendiğini savunmuştur. Bu savunma üzerine davacı, davalının kendisine ödeme yaptığını ancak bu ödemenin satım bedelinin ifası için değil, kendisi tarafından davalıya verilen para borcunun iadesi amacıyla yapıldığını ileri sürmüş, davalı ise bir miktar para gönderildiğini kabul etmekle birlikte, bu paranın ödünç olmadığını, davacıya verilen aracılık hizmetinin karşılığı olarak kendisine gönderildiğini belirtmiş, davacı ise böyle bir hizmet almadığını beyan etmiştir. Dolayısıyla taraflar arasında satım, ödünç ve hizmet olmak üzere üç ilişkinin irdelenmesi gerekmektedir.
İtirazın iptali davası sırasında alınan ihtiyati haczin uygulanması esnasında borçlu tarafından yapılan ödemenin, ödeme emri tebliğinden sonra olduğu ve yanlışlıkla yapılan bir ödemenin söz konusu olmadığı, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş olsa da, İİK’nun 361. maddesinin olayda uygulama yeri bulunmadığı- Borçlunun icra dosyasına dosya borcunu ihtirazi kayıtla ödemesi de iade talebine dayanak olamayacağı, borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceği-
İcra takibine konu edilen alacağın kaynağı taraflar arasında düzenlenmiş kira sözleşmeleri olduğundan, alacağın bu sözleşmeler çerçevesinde, sözleşme başlangıç tarihlerinden, icra takibi tarihine kadar olan süre için ve icra takibinde dayanılan faturaların davalı şirketin defter ve kayıtlarından da tespit ve kontrolünün yapılarak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının yapmış olduğu ödemelerin düşülmesinden sonra belirlenmesi gerekeceği-