Davacı tarafça, adı geçen şirket de dava dilekçesinde davalı olarak gösterildiği halde mahkemece şirketin dava dosyasında davalı taraf olarak gösterilmediği, dava dilekçesinin tebliğ edilmediği, yargılamaya katılımının sağlanmadığı ve nihayetinde sadece diğer davalı yönünden karar verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, davalı olarak gösterilen şirkete dava dilekçesinin tebliği ile yargılama yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşmenin bulunmadığı, bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulması gerekeceği, davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceğinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; apartman aidat borcunun tahsili amacıyla yürütülen icra takibinin A. Kocaman tarafından yönetici sıfatıyla başlatılıp başlatılmadığı, buradan varılacak sonuca göre mahkemece eldeki itirazın iptali davasında işin esasının incelenmesinin mümkün olup olmadığı-
Kural olarak teslim tarihinden sonra tutanakta belirtilen eksik işlerin davalı iş sahibi tarafından tamamlandığının kabul edilmesi gerektiği- Davacı yüklenici şirket, tutanaktaki eksikleri tamamlayarak asansörü çalışır vaziyette davalıya teslim ettiğine ilişkin apartman yöneticisinin imzası bulunan ve yargılamada itiraz edilmeyerek benimsenen teslim tutanağını dosyaya sunduğundan, geçici teslim tutanağında yazılı olan eksik işlerin davacı şirket tarafından tamamlandığının kabulü gerektiği- Basiretli bir tacir ve iş adamı gibi hareket etmek zorunda olan davacı şirketin özen ve sadakat borcu ile sözleşme uyarınca öncelikle "asansörü ruhsat almaya elverişli hâle getirdiğini" ispatlaması gerektiği-  Asansör ruhsat alınamayacak vaziyette ise ekonomik değeri olmayacağından, sözleşmede asansörün ruhsat ve gerekli izinlerini almayı üstlenen davacının, öncelikle asansörü ruhsata elverişli şekilde imal ettiğini kanıtlaması gerektiği- Asansör tesisatı dışında davalının gidermesi gereken başka eksiklikler nedeniyle ruhsatın alınamadığı ortaya çıkarsa, davacının hak ettiği iş bedelinin, götürü bedelde fizikî oran yöntemiyle hesaplattırılması ve bulunacak bedelden davalı iş sahibinin kanıtladığı ödemeler düşülerek varılacak sonuca göre hüküm kurulması; ruhsatın alınamayacağı ve bunun sebebinin inşaattaki diğer eksiklerle ilgili olmayıp, yüklenicinin kusurundan kaynaklandığı saptanırsa, bakiye iş bedeline hak kazanamayan yüklenicinin davasının reddine karar verilmesi gerektiği- Takibe konu alacak miktarı yapılan yargılama sonucu alınan bilirkişi raporuna göre belirlendiğinden, likit ve muayyen nitelikte olmadığından, mahkemece icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra takibine dayanak olan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre takibe konu her iki alacak kalemi taraflar arasında belirli ve likit olduğundan, İcra İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi gereğince icra inkâr tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Ecrimisil alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Kimliği tespit edilemeyen kişinin haklarını korumakla yükümlü olan kayyımın, bedelsiz olarak taşınmazın kullanılmasına izin verme olanağı bulunmadığından kayyımla idare edilen yerler için intifadan men şartının aranmayacağı-
Mahkemece, davacıya ................. Büyükşehir Belediyesi tarafından kazı yapılacağına ilişkin ihbarın yapılıp yapılmadığının araştırılması ve gerekirse başka bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle tarafların kusurunun ve zararın kapsamının belirlenmesi gerekeceği-
Davalının, davacının icra takibinin dayanağı faturasına itiraz etmediği, aksine faturaları benimseyerek kalan borcunun muaccel olmadığını belirtiğinden, takip ve dava konusu alacak miktarı davalı borçlu tarafından bilindiğinden, “likit” yani muayyen ve belirlenebilir nitelikte olduğu, davalının icra takibine itirazının da haksız olduğu gözetildiğinde, icra inkâr tazminatının yasal koşullarının oluştuğu- Takipten ve itirazın iptali davasından sonra, yargılama aşamasında davalının yaptığı kısmî ödemenin, TBK 102 gereğince takip ve dava konusu borç için yapıldığının kabul edilmesi; itirazın iptali davasında haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlendiğinden, yapılan bu ödemenin kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar verilmesi gerektiği-