Faturalara dayalı olan icra takibi, var olduğu düşünülen alacağın tahsili amacına yönelik olup, davacının icra takibinde kısmen haksız olduğu yargılama sonunda belirlenmiş ise de, icra takibinde haksızlık, icra takibinin salt bu nedenle kötüniyetle başlatıldığının kabulüne yeterli olmayıp, takibin kötüniyetli olduğuna dair somut bir kanıt bulunmadığı gözetilmeden, mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece, davanın reddine karar verilmesiyle davalı borçlunun itirazı üzerine duran takip durmaya devam edeceğinden, ayrıca takibin iptaline de karar verilmesine gerek bulunmadığı, davanın reddi halinde, takibin iptaline karar verilmese de takibe devam etme olanağı olmadığı gibi, alacaklının, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası da açamayacağı-
İtirazın iptali ilamında hüküm altına alınan inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin talep edilebilmesi için, bu alacak kalemleri yönünden icra emri düzenlenip borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği-
Mahkemece gerekçeli kararda davanın kısmen kabul edildiğinin belirtildiği ve takibin devam edeceği asıl alacak ile işlemiş faiz miktarlarının belirlendiği, ancak yazım hatası sonucu bu tutarlar üzerinden itirazın iptal edildiğinin ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğinin belirtilmediği, anılan yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanmasının uygun görüldüğü-
Davacının davalıya ait işyerinde çalışma süresi ve aylık ücretinin taraflar arasında ihtilafsız olduğu, icra takibine konu kıdem tazminatının likit olduğu kabul edilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-