Kredi kartından kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin açılan davada, davalı borçlunun asıl borcu kabul ettiği ancak faize itiraz ettiği- Dava konusu icra takip talebinde temerrüt faizi istenmediği, işlemiş akdi faiz talep edildiği; bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla, banka kayıt defterleri yerinde incelettirilerek, 5464 sayılı Kanun mad. 26 göz önüne alınarak, hesap kat tarihi ile takip tarihi arasındaki döneme ilişkin asıl alacak miktarına uygulanacak akdi faizin ve buna göre ferilerinin hesaplattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ardiye ücretinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemi-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi-
Avukatın azli halinde ücretin tamamı verileceği, şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmeyeceği- Azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkilin avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olmadığı- İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan alacağının mahkemede dava ederek haklı çıkması gerektiği- Alacağın likit ve belli olması da gerektiği-
Davaya dayanak teşkil eden takip 26.03.2011 tarihli faturaya ilişkin olup davalı daha önceki tarihlerde davacıyla aralarında alım satım ilişkisi olduğunu belirlemesine rağmen takip dayanağı faturaya ilişkin satım ilişkisini inkar ettiğinden, davacının dava konusu malı davalıya teslim ettiğini ispatla yükümlü olduğu-
Toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan ..TL alacaklı olduğu, davalının borcun ödendiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulü yönünde verilen kararın isabetli olduğu-
Takip konusu faturaların davalının defterlerinde kayıtlı olduğu ve kendi kayıtlarına göre davalının davacıya ..TL borçlu göründüğü, tespit edilen alacağın likit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü, davalının kabul edilen kısmının %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesi yönünde verilen kararın isabetli olduğu-
Davalı tarafın borca itiraz dilekçesinde akdi ilişkiyi kabul ettiği, TBK. mad. 89 uyarınca, para borcunun aksi kararlaştırılmadıkça alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiği, bu sebeple davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, davacının kendi defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıya borçlu göründüğü, gerekçesi ile itirazın iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davacı alacaklının, davada hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilen miktar yönünden dava tarihi itibariyle haksız ancak icra takip tarihi itibariyle haklı konumunda olduğu- Ödeme takipten sonra ve davadan önce yapıldığı için İİK. mad. 67/2 uyarınca davacı aleyhine tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davacı tarafın, davalı şirkete faturalara konu malları satarak teslim ettiğini ancak bedellerini tahsil edemediği iddiasında olduğu, davalı ise davacıdan mal almadığını savunduğundan, ispat külfeti davalıya mal satıp teslim ettiğini iddia eden davacıda olup bu yöndeki iddianın davacı yanca kanıtlanması gerektiği- Davacı tarafından iddianın kanıtı olarak dosyaya kantar teslim fişleri sunulduğu, kantar teslim fişlerinin bir kısmında davalı şirketin ünvanı yazılı olduğu gibi, teslim alan imzalarının da bulunduğu görüldüğünden, kantar teslim fişleri üzerindeki teslim alan imzası bulunanların davalının çalışanı olup olmadığı hususunda ayrıntılı inceleme ve araştırma yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
