İcranın iadesi yoluyla alacaklıdan geri alınıp borçluya verilecek miktarın borçlunun icra dairesine ödediği miktar olduğu- Bu paranın icra dairesine ödendiği tarih ile icranın iadesi yoluyla geri ödendiği tarih arasındaki dönem içerisinde borçlunun ödediği parayı kullanılamamasından doğan zararı İİK. mad. 40/2 uyarınca alacaklıdan tahsil edilemeyeceği;. borçlunun, bu döneme ilişkin olarak ödediği parayı kullanamamasından kaynaklanan zararın tazmini için ayrı bir dava veya takip yapabileceği- Davacı tarafından başlatılan takibin itiraza konu edilen kısmı; mahkemece verilen karara istinaden yapılan takip nedeniyle davalıya ödenen paranın kullanılmamasından kaynaklanan zarara ilişkin olduğundan, İİK. mad. 40/2 hükmünün uyuşmazlığa uygulanma olanağının bulunmadığı-
Ödeme emrine itirazında borçlunun adresini bildirerek yetki itirazında ve borca itirazda bulunması ve bunun üzerine belirtilen bu adresin bulunduğu yer icra dairesine icra dosyasının gönderilmesinin talep edilmesiyle birlikte yürütülen icra takibine davalı-borçlunun bu kez yine borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek mernis ve yerleşim yeri adresinin farklı bir yer olduğunu ileri sürmesi halinde, mahkemece hakkın kötüye kullanılması ve dürüstlük kuralları gereğince davalının önceki bağlayıcı beyanları gözetilerek işin esasına girilmesi gerektiği, itirazın iptali davasında yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyük şehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvurunun zorunlu olduğu- Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamayacağı-
Kira bedellerinin, davacı kurumun tahsile yetkili bölümüne ödenip karşılığında belgesi alınması gerekirken, İdari ve Sosyal İşleri Müdürlüğü personeli olan ve para alma yetkisi bulunmayan kişiye yapılan ödemenin hukuki bir geçerliliği bulunmadığından itirazın iptali ile tahliyeye karar verilmesi gerektiği-
Yetkili icra dairesinde takip yapılmasının, itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğu ve bu durumda, mahkemece İİK. mad. 50. uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın, ön sorun (HMK. 164) olarak incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ticari nitelikteki kredi kartı borcundan doğan alacağın tahsili için girişilen takibe yapılan itirazın iptali davasının Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği- Mahkemenin görevsizliğine, süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli  mahkemeye gönderilmesi, HMK'nın 331/2 maddesi uyarınca, davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedileceğinden yargılama giderleri konusunda bu aşamada karar verilmesine yer olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
Taşınmazın tahliye edildiğine dair tutanak bulunmamakta ise de, davacı kiracı "taşınmazı 21.01.2013 tarihinde tahliye ettiğini" ileri sürmüş, davalı kiraya verende, tespit istemli dilekçesinde, "taşınmazın Ocak 2013 te tahliye edildiğini" beyan etmiş olduğundan, davaya konu taşınmazın 21.01.2013 tarihinde tahliye edildiğinin kabulü gerektiği- Erken tahliyede, zararın, tahliye tarihinden kiralananın aynı koşularla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaretse de, kira sözleşmesinde, "tarafların, erken tahliye halinde otuz günlük kira bedelinin tazminat olarak ödeneceğini" kabul ettikleri görüldüğünden, makul kira bedelinin otuz günle sınırlandırıldığının kabulü gerektiği- Davacı kiracı depozito alacağının tahsiline yönelik takip başlatmış, davalı kiraya veren hasar ve kira kaybı alacağı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş olup, kiralanan taşınmazın yeniden kiraya verilebileceği makul süre kira alacağı ve hasar bedeli yargılama sonucunda belirlenebileceğinden, alacağın likit olduğunun kabul edilemeyeceği ve bu durumda, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davacının itirazın iptali yönünden bir talebi bulunmadığına göre, boşanma protokolünden kaynaklı alacak istemine ilişkin bu davada İİK. mad. 67'de belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması mümkün olmadığı-
Tazminat davası-