İcra takibine konu edilen kira bedelleri dönemi ve her bir daire için talep miktarı gözetilerek davacıların isteyebileceği gecikme tazminatı ile ilgili ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, her iki daire yönünden HMK'nın 26. maddesindeki taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde hesaplanan kira bedellerinin dikkate alınmasının hatalı olduğu-
Davacı avukatın duruşmaya katılmayıp özen yükümlüğüne aykırı hareket ettiği söz konusu duruşma tarihine kadar hizmet vermiş olduğu gözetildiğinde, hukuki danışmanlık sözleşmesinde belirtilen ücret şartına göre ücret takdirine gidilmesi, davalı tarafından yapılan ödemelerin, sözleşmeye göre belirlenen aylık ücret doğrultusunda tespit edilecek toplam ücretten mahsup edilmesi, varsa bakiyesine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece azlin haklı olduğu ve bilirkişi raporuyla yapılan ödemeler gözetilerek "hukuki danışmanlık sözleşmesinden kaynaklı avukatlık ücret alacağının tahsiline yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece; davalının, senedi sözleşme kapsamında davacıya verdiğini, başka bir ifade ile davacıya borçlu olmadığını ispatlayamadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mehir senedine dayalı alacağa ilişkin yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, davacının takipte haksızlığının yanında kötüniyetli olduğunun da iddia ve ispat edilmesi gerektiği- Davacı alacaklının takibinde, haksızlığı yanında kötü niyetli olduğu ispat edilmemiş olduğundan, mahkemece, davacı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
İcranın iadesi yoluyla alacaklıdan geri alınıp borçluya verilecek miktarın borçlunun icra dairesine ödediği miktar olduğu- Bu paranın icra dairesine ödendiği tarih ile icranın iadesi yoluyla geri ödendiği tarih arasındaki dönem içerisinde borçlunun ödediği parayı kullanılamamasından doğan zararı İİK. mad. 40/2 uyarınca alacaklıdan tahsil edilemeyeceği;. borçlunun, bu döneme ilişkin olarak ödediği parayı kullanamamasından kaynaklanan zararın tazmini için ayrı bir dava veya takip yapabileceği- Davacı tarafından başlatılan takibin itiraza konu edilen kısmı; mahkemece verilen karara istinaden yapılan takip nedeniyle davalıya ödenen paranın kullanılmamasından kaynaklanan zarara ilişkin olduğundan, İİK. mad. 40/2 hükmünün uyuşmazlığa uygulanma olanağının bulunmadığı-
Ödeme emrine itirazında borçlunun adresini bildirerek yetki itirazında ve borca itirazda bulunması ve bunun üzerine belirtilen bu adresin bulunduğu yer icra dairesine icra dosyasının gönderilmesinin talep edilmesiyle birlikte yürütülen icra takibine davalı-borçlunun bu kez yine borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek mernis ve yerleşim yeri adresinin farklı bir yer olduğunu ileri sürmesi halinde, mahkemece hakkın kötüye kullanılması ve dürüstlük kuralları gereğince davalının önceki bağlayıcı beyanları gözetilerek işin esasına girilmesi gerektiği, itirazın iptali davasında yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyük şehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvurunun zorunlu olduğu- Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamayacağı-