Davacı tarafından düzenlenen dava konusu olmayan 3 adet kur farkı faturasının davalı yanca kabul edildiği, sözleşmede ödemelerin çekle yapılması halinde dahi kur farkı istenilmesinin kararlaştırılmış olmasına göre kur farkı istenebileceğine ilişkin teamül halini almış fiilin uygulama bulunduğu-
İtirazın iptali davasında, taraflar arasında sözleşme düzenlenmiş olup, bu sözleşmeyle davacı dava dışı İ... Finans Kurumu A.Ş. nezdinde mevcut alacaklarını davalıya satmış olup sözleşmede davalının satın aldığı alacağın bedelini ödemesine ilişkin takvim mevcut olup, ödemelerin dava dışı finans kurumunun tasfiyesi sonrası yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığından davacının ödenmeyen alacağının miktarının tespiti gerektiği-
EFT ödemesinde "mobilyaya istinaden borç" açıklaması yer aldığından, açıkça avans ya da peşinat şeklinde bir kaydın olmadığı anlaşıldığından, davalının sunduğu çek metninde de de davacının ciro imzası ve kaşesi yanında "bu çeke ...TL ödenmiş, geriye ... TL kalmıştır" şerhinin düşüldüğü görüldüğünden, havalenin avans ödemesi olmadığı, havale tarihinden önce bankaya ibraz edilen çeke yönelik bir ödeme olduğu, davacı iddiasını yazılı belgeyle kanıtlayamadığından itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
İlâmı temyiz eden borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için Yargıtay’dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verileceği- İcra memurunun haciz koyarken alacaklı ve borçlunun menfaatlerini gözetmesi gerektiği-
Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değerinin dikkate alınacağı, faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hesaba katılmayacağı- Temyize getirilen itirazın iptali davasına konu icra takibi miktarı karar tarihi itibariyle hüküm kesin nitelik taşıdığından davalının temyiz dilekçesinin reddi gerektiği-
Rapor düzenleyen bilirkişinin, atık su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı; bu nedenle, bilirkişi olarak dinlenemeyeceği, uzman bilirkişi tarafından, davacının tahakkuk ettirdiği bedelden davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davalının sorumlu olduğunun tespiti halinde, davalının ödenmesi gereken atık su bedelinin ayrıca sözleşme ve yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması gerekeceği-