Ticari nitelikteki kredi kartı borcundan doğan alacağın tahsili için girişilen takibe yapılan itirazın iptali davasının Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği- Mahkemenin görevsizliğine, süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi, HMK'nın 331/2 maddesi uyarınca, davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedileceğinden yargılama giderleri konusunda bu aşamada karar verilmesine yer olmadığı-
Yetkili icra dairesinde takip yapılmasının, itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğu ve bu durumda, mahkemece İİK. mad. 50. uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın, ön sorun (HMK. 164) olarak incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazın tahliye edildiğine dair tutanak bulunmamakta ise de, davacı kiracı "taşınmazı 21.01.2013 tarihinde tahliye ettiğini" ileri sürmüş, davalı kiraya verende, tespit istemli dilekçesinde, "taşınmazın Ocak 2013 te tahliye edildiğini" beyan etmiş olduğundan, davaya konu taşınmazın 21.01.2013 tarihinde tahliye edildiğinin kabulü gerektiği- Erken tahliyede, zararın, tahliye tarihinden kiralananın aynı koşularla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaretse de, kira sözleşmesinde, "tarafların, erken tahliye halinde otuz günlük kira bedelinin tazminat olarak ödeneceğini" kabul ettikleri görüldüğünden, makul kira bedelinin otuz günle sınırlandırıldığının kabulü gerektiği- Davacı kiracı depozito alacağının tahsiline yönelik takip başlatmış, davalı kiraya veren hasar ve kira kaybı alacağı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş olup, kiralanan taşınmazın yeniden kiraya verilebileceği makul süre kira alacağı ve hasar bedeli yargılama sonucunda belirlenebileceğinden, alacağın likit olduğunun kabul edilemeyeceği ve bu durumda, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
19.02.2009 tarihli ihtarname ve adı geçen ödeme planına göre mahkemece celbedilen hesap ekstrelerinin inceleme yapmaya yeterli olmadığı bilirkişi raporunda belirtilmesine rağmen bu eksiklik giderilmeden yapılan bilirkişi incelemesine dayanılarak karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
Davacının itirazın iptali yönünden bir talebi bulunmadığına göre, boşanma protokolünden kaynaklı alacak istemine ilişkin bu davada İİK. mad. 67'de belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması mümkün olmadığı-
Davanın, dava dışı arsa sahibi ile davalı yüklenici şirket arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden davalı yüklenici tarafından inşa edilen siteden satın aldığı bağımsız bölümün geç tesliminden dolayı uğradığı zararın tazmini iddiasına dayalı olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan, davalı yüklenici ile tüketici davacı arasındaki ilişkinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında, bu Kanun'a göre, bu Kanun'un uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağının öngörüldüğü-
Mahkemece "davacının yaptığı ödemenin ...in taahhüdü için yapıldığı ve ... hakkındaki icra ceza mahkemesince verilen tazyik hapsinin vazgeçme nedeni ile düştüğü, davacının iddiasını ispatlayamadığı" gerekçesi ile itirazın iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-