HMK. mad. 6. uyarınca, bir davada genel yetkili mahkemenin, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu- Sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu; TBK. mad. 89 maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu ve davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabileceği, bu hususun icra takibi için de geçerli olduğu-
6. HD. 01.11.2016 T. E: 5945, K: 6334-
3. HD. 01.11.2016 T. E: 2015/18076, K: 12363-
TTK. mad 890 uyarınca, taşımadan doğan hukuki uyuşmazlıklarda, malın teslim alındığı veya teslim için öngörülen yer mahkemesinin de yetkili olduğu; fiilî taşıyıcıya karşı açılacak davanın, asıl taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde, asıl taşıyıcıya karşı açılacak davanın fiilî taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği-
Davacı ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı dosya içeriği ile sabit olduğu, davalı taraf defterlerinin ibrazı ile ilgili olarak meşruhatlı ve ihtarlı davetiye tebliği ve kesin süre verilmek suretiyle defterlerin ibrazı halinde inceleme yapılıp neticesine göre karar verilmesi, defterlerin ibraz edilmemesi halinde ise HMK 220/3 fıkrası da dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği- Harç yatırılmadığından ortada usulüne uygun bir karşı dava mevcut değil ise de davalının karşı dava dilekçesinde öne sürdüğü hususların mahsup talebi olarak değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinde kararlaştırılan edimlerin niteliğine ve TBK mad. 89/1 (818 s. BK. mad. 73/1) gereği aksine bir anlaşma olmadığı sürece, para borçlarında ifa yerinin, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olduğuna ilişkin kuralın uygulama yeri bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı alacaklının itirazlarının reddi gerektiği-
6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiği- Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesinin HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırılık oluşturduğu- Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmeden görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tespite dayalı hor kullanma tazminatı ve tespit giderinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Davalı bankanın, kendisinin ifa yardımcısı konumunda olan banka çalışanının gerçekleştirmiş olduğu usulsüz, hukuka ve borca aykırı davranışlarından dolayı davacının uğramış olduğu zarardan asli borçlu sıfatıyla kusursuz olarak sorumlu olduğu, ayrıca bankanın söz konusu zararın önlenmesi için gerekli önlemlerin alınmaması yönünden de kusurlu olduğu, davacının toplam alacağı da likit olduğundan, itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden, davacının ikametgahı mahkemesi ve icra dairelerinin yetkili olması sebebiyle davalının icra dairesinin yetkisine itirazı reddi gerektiği-
