5219 s. K. ile yapılan değişiklik sonucu HUMK. 427'de öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2015 yılı için 2.080 TL olup davalı hakkında yapılan takibin miktarı ve itirazın iptali davasındaki dava değeri 845 TL olması nedeniyle bu davalı hakkındaki karar kesin nitelikte olduğu-
Takibe konu edilen alacağın, nitelik itibariyle bölünebilir olmasına rağmen, itiraz edilen miktarın, davacılar açısından "belirli" olduğu ve kısmi davaya konu edilemeyeceği- Kısmi davaya konu edilemeyecek bir alacağın ıslah yoluyla artırılmasının mümkün olmadığı-
Yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacı tarafça düzenlenen faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ihtilafın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ve fakat davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan .. TL bedelli davacı adına düzenlenen faturadan kaynaklandığı, davalının bu faturadan kaynaklı alacağın tahsili için açtığı davanın red ile sonuçlandığı, kararın temyiz aşamasından geçerek kesinleştiği, buna göre davacının davalıdan ..TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü, takibe itirazın ..TL asıl alacak üzerinden iptali, fazlaya ilişkin isteminin reddi ve davacı yararına %40'ı oranında icra inkar tazminatı yönünde verilen kararın isabetli olduğu-
Dava dilekçesinde davalının araç işleteni sıfatıyla zarardan sorumlu olduğu ifade edilmişse de, davacının davalıya rücusunun temelini aralarındaki ZMSS poliçesi oluşturmakta olduğu ve bu durumda davacının rücu hakkı bulunup bulunmadığı ve varsa rücu edebileceği miktarın belirlenmesi bakımından, 2918 sayılı Kanun'un 95/2 maddesi ile ZMSS Genel Şartları ve taraflar arasındaki ZMSS poliçesine göre değerlendirme yapılmasının gerekeceği, davacının taraflar arasındaki ZMSS poliçesi gereği davalıdan rücuen tahsil isteminde bulunduğu, davalının sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olduğu, davalının maliki olduğu aracın işleteni olma sıfatının devam edip etmediğinin bu davada önem arz etmeyeceği gözetilmek suretiyle; işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı banka tarafından davalıya kredi kullandırılmış ve buna bağlı olarak ödeme yapılmış ise sözleşmedeki imza kendisine ait olmasa bile davalının kullandığı kredi nedeniyle oluşan borçtan dolayı sorumlu olacağı ve bu durumda banka kayıtları üzerinde araştırma yapılarak kredinin davalı borçluya kullandırılıp kullandırılmadığının belirlenmesi gerektiği-