Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir...
Davanın, acentelik sözleşmelerinin feshi üzerine davacının, söz konusu sözleşmeler gereğince araç ve demirbaş bedeli olarak ödediği paranın iadesi için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu- Mahkemece uyulan bozma ilamında "... davacı tarafça peşin bedellerin ödendiği konusunda bir uyuşmazlık da olmadığından söz konusu malzemelerin mülkiyeti artık davacıya geçmiş olup bu malzemelerin bedellerinin davacı tarafça istenilmesinin mümkün olduğu, ancak, istenebilecek olan bedel, sözleşmenin başında davalı tarafa ödenen miktar olmayıp söz konusu malzemelerin mülkiyetlerinin sözleşme uyarınca davacıya geçtiği andaki rayiç bedeller olduğu, bu itibarla, mahkemece sözleşmede listelenen malzemelerin, yine sözleşme uyarınca mülkiyetlerinin davacıya geçtiği tarihteki rayiç değerleri tespit edilerek, tespit edilen miktarın tahsiline karar verilmesi gerektiği,..." denilerek demirbaşların mülkiyetinin davacıya geçtiği ve bedelinin ödendiği tespit edildiği halde tüm demirbaşlar için mülkiyetin geçtiği tarihteki bedele hükmedilmesi gerekirken uyulan bozma ilamına rağmen, dava konusu içinde yer alan leasingle alınan demirbaş bedellerine hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince taraf ehliyeti dava şartlarından olup, bu koşulun dava açıldığı esnada bulunması zorunlu olduğu gibi, yargılama esnasında da bulunmasının zorunlu olduğu- Somut uyuşmazlıkta davacı M. Ö. İlk Derece Mahkemesi kararından sonra Bölge Adliye Mahkemesindeki yargılama sırasında vefat etmiş olduğundan, yargılama sırasında davacının vefat etmesi halinde mirasçılardan vekâletname ibraz edilmesi veya mirasçıların davaya muvafakatlarının sağlanması suretiyle taraf teşkili sağlanması mümkün olduğu gibi, 4721 sayılı Kanun'un 640 ncı maddesi gereğince terekeye mümessil tayin ettirilerek davanın mümessil huzuru ile görülmesinin sağlanması suretiyle de taraf teşkinin mümkün olduğu-
Davacı ve davalı şirketler arasında 15 yıl süreli kira sözleşmesi devam etmekteyken, davacı şirket ile dava dışı şirket arasında imzalanan sonraki kira sözleşmesinde davacı ile davalı şirket arasındaki kira sözleşmesinin ..2017 tarihine kadar yürürlükte kalacağının düzenlendiği, ...2018 tarihli davalı şirket ile dava dışı şirket arasında imzalanan bayilik anlaşması doğrultusunda davacı şirket, davalı şirket ve dava dışı şirket arasında imzalanan protokolde, tarafları arasındaki dikey ilişkinin ...2018 tarihi itibariyle kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırıldığı, kiralananın dava dışı şirketin tasarrufunda olduğu, davalının takip konusu kira borcundan sorumlu tutulamayacağı, ancak davacının takibi başlatmakta kötü niyetli olmadığı-
Mahkemece, kooperatifler konusunda uzman bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti seçilerek, özel kişilerden borç para alınmasına icazet verildiği anlamına gelecek bir işlem bulunup bulunmadığının genel kurul kararları da değerlendirilerek belirlenmesi, uyuşmazlık konusu borcun verildiği iddia edilen tarihlerdeki kooperatifin mali yapısının incelenmesi, borç para verildiği tarihler ayrı ayrı dikkate alınarak davalı kooperatifin borç almasına gerek olup olmadığının, kooperatif banka hesabında para bulunup bulunmadığının, kooperatif inşaatlarının hangi finansman kaynağıyla yapıldığı da göz önüne alınarak saptanması, dahili davalı ................. tarafından kooperatif yerine ödeme yapıldığı belirtilen kalemlerin kooperatifle ilgili olup olmadığının da tespit edilmesi ve önceki kök ve ek rapora itirazları da denetime elverişli şekilde karşılanmalı ve böylece itirazların ret ve kabul sebeplerinin gösterilmesi suretiyle hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığı oluşturan hukuki ilişkinin kira sözleşmesinden değil, hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mahkemece; enerji tesisi kurulması amacıyla davacı tarafından bulunup davalı tarafından satın alınan ve davacı hak edişinden satış bedellerinin mahsubu yoluna gidilen arazilerin davacının iddiasında belirttiği gibi yüksek bedel gösterilerek davacının zararına hareket edilip edilmediğinin belirlenmesi gerekeceği, bu amaçla, mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif icrası yoluna gidilerek, taşınmazların satış tarihlerindeki rayiç değerleri tespit edilip, tapu kayıtlarındaki satış bedelleri ile rayiç değerler arasında davacı iddialarını destekler şekilde fahiş fark bulunup bulunmadığı tartışılarak oluşacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kiralananın mühürlenmiş olmasının kira sözleşmesinin sona ermesine neden olmayacağı, geçerli olan bir kira sözleşmesinin; tarafların birbirine uygun fesih bildirimi, mahkeme kararı yahut kiralananın yok olması ile sona ereceği, buna göre kiracının, kiralananı tahliye ve kiraya verene teslim ettiği tarihe kadar kira bedellerini ödemekle yükümlü olduğu, davalı kiracı tarafından taşınmazın tahliye edildiği ve anahtarlarının teslim edildiğinin usulüne uygun olarak ispat edilemediği- 
Uyuşmazlık asıl davada, davalının vekil sıfatıyla tahsil ettiği vekalet ücretinin tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.<br /> 
Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemi-