Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekili istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak sureti ile karar gerekçesinde davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmesine rağmen hükmün dördüncü fıkrasında davanın kabulüne ve yine hükmün dördüncü fıkrasının (a) bendinde ise takibe itirazın kısmen iptaline karar verildiği, bu şekilde hem gerekçe ile hüküm kısmının hem de hüküm kısmının kendi içerisinde çelişki içerdiği görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince, anlaşılabilir, denetlenebilir ve kendi içerisinde çelişki içermeyecek nitelikte uygun bir gerekçe ve hüküm kurulması gerektiği-
Uyuşmazlığın, davalıların murisinin Ganyan Bayii olarak sözleşme imzaladığı bayilikle ilgili hasılat prim borcu alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu-
Yerel mahkemece verilen kararın gerekçe bölümünde, yargılama sırasında celbedilen kayıt ve belgeler ile bilirkişi raporu alındığı, tanık beyanlarının dinlendiği hususu zikredildikten sonra bilirkişi raporu ve fatura tarihlerine göre faturadaki bedellerin dönemin koşullarına uygun olduğu belirtildiğinden davacının talebinin tanık beyanları ile ispat edilebilen ürün ve işçiliklerle sınırlı kalmak kaydıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiş ise de hüküm kısmında belirtilen ve kabul edilen 6.750,00 TL’ye nasıl ulaşıldığı, hangi kalem alacak bakımından kaçar adet ürünün kabul edildiği ve hesaplamasının gösterilmediği, bu hali ile denetlenebilir bir gerekçenin bulunmadığının anlaşıldığı, dosya kapsamında alınan tanık beyanlarında ise davacı tarafından yapılan işin miktarı ile ilgili olarak çelişkiler bulunduğu, mahkemece beyanlardaki bu çelişkinin de giderilmediği anlaşıldığından, mahkemece yapılması gereken işin; 07.10.2019 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere vekaletsiz iş görme hükümlerine göre, alanında uzman bilirkişiden alınacak raporla, çelişkinin giderildiği tanık beyanları ve işin niteliği dikkate alınarak, işin yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre KDV eklenmeksizin hesaplanarak, olması gereken makul seviyede bir bedel belirlenerek sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu-
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalıdan 157.490,85-TL alacağı bulunduğu, davalı takip öncesi temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığına dair mahkeme kabulünde ve sonuç olarak verilen davanın kısmen kabulü ile, davalı takip borçlusunun ............... İcra Müdürlüğü'nün ................... Esas sayılı icra takibine vaki itirazının asıl alacak olan 157.490,85 TL miktar yönünden iptaline, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine dair inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararının usûl ve yasaya uygun olduğu, davalının istinaf itirazlarının yerinde olmadığı-
Borçlunun ödeme emrine itirazında zamanaşımı def’ini ileri sürmesi üzerine, davacı zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek eldeki itirazın iptali davasını açtığından, davalı-borçlu bu def’iyi dava sırasında tekrar ileri sürmese bile mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durulması gerektiği- TMSF'nin her türlü alacağının fon alacağı olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı- Bir alacağın 20 yıllık zamanaşımına tabi fon alacağı olarak nitelendirilebilmesi için bu alacağın 5411 sayılı Kanun'dan kaynaklı bir alacak olması gerektiği, banka kaynaklarının sömürülmesi (m. 108/4), bir bankanın fona devredilen alacaklarının devir alınması (m. 107 md) gibi hallerden doğan alacakların fon alacağı niteliğinde olduğu, bu nitelikte bir alacak bulunmadığından somut olayda 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmayacağı-
Daha önce davalının temyiz etmemesi suretiyle icra inkar tazminatı ve alacak miktarı yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmadan, mahkemece verilen temyize konu ............... tarihli kararda davanın kısmen kabulü ile ..................... İcra Müdürlüğü'nün ................ Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 1.031,97 TL'lik kısmının iptali ile, takibin 1.031,97-TL itibariyle devamına, icra inkar tazminatının reddine karar verilerek bu ilkeye aykırılık teşkil edecek şekilde davacı kurum aleyhine daha az bedelle hüküm kurulmasının ve icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadğı-
Dava konusu alacak likit (belirlenebilir) olduğundan, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Somut olayda açılan davanın itirazın iptali davası olduğu, davacı tarafça, aralarındaki protokole dayanılarak davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, dava konusu borcun para borcu olduğu, sözleşmede ifa yerinin belirtilmediği, davalının ve davacının icra takibinin yapıldığı tarihte yerleşim yerinin Nusaybin olduğu ve davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, bu haliyle yetkili icra dairesinin Nusaybin İcra Daireleri olduğu nazara alındığında davalı hakkında Mardin İcra Dairesinde başlatılan takibin yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinin usulde yer verilen hükümlere uygun olduğu-
Davalı tarafından azlin haklılığına dair bir belge sunulamadığı, cevap dilekçesinde azlin davacının ihtarı ile vekalet ücreti alacaklarını istemesine dayandırıldığı azil işleminin haksız olduğu, sözleşmenin sözleşmeye taraf olmaması sebebiyle davalı yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı,...tarihli rapordaki Avukatlık Kanun'un 164/4 üncü maddesine göre yapılan hesaplama esas alınarak bozma ilamında dava dilekçesi ekinde yer almadığı halde hesaplamaya konu olduğu belirtilen dosyalar yönünden yapılan hesaplamalar toplam bedelden mahsup edildiğinde (94.821,35-1.500,00-1.500,00) asıl dosya kapsamında davacı tarafça talep edilmesi mümkün vekalet ücreti alacağının 91.821,35 TL olacağı, asıl davada davacının talebiyle bağlı kalındığı, azlin haklı olup olmadığının tespiti ve yine vekalet ücreti miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden alacak miktarı likit olmadığından, davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin, takip talebinde belirtilen koşullar üzerinden devamına, davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin koşulları oluşmadığından reddine, birleşen dosya yönünden, davanın kısmen kabulüne, 52.693,39 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine, karar verildiği- Bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle hükme esas alınan... tarihli raporda davalının dosya kapsamındaki avukatlık sözleşmesi ile bağlı olmadığının tespiti ihtimaline göre de Avukatlık kanunun 164/4 uyarınca hesaplama yapıldığı, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, raporda incelenen 23 dosyadan 2 dosya açısından borcun Mahkemece hesaplamadan düşüldüğü, dilekçe ekinde belirtilen 19 dosya açısından vekalet ücreti hesaplaması yapıldığı-
Davacı avukatın tutuklu olduğu dönemde başka bir avukat tayin edilmesinin olağan olduğu- İstifa tarihi itibariyle davacı avukat tarafından takip edilen henüz kesinleşmiş işler olmadığından davacının ücret alacağının bulunmadığı-