Sanık hakkında ticareti usule aykırı terk etme suçundan yapılan yargılama sırasında müşteki vekiline duruşma günü tebliğ edilmediği ve müşteki vekili duruşmadan haberdar edilmediği halde , vekilin duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle İİK. mad. 349/6 uyarınca şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin kanunun aykırı olduğu-
Sanığın adına kayıtlı gayrimenkullerin araştırılıp, değerlerinin tespit edilmesi, mevcut gayrimenkullerin borcu karşılamaya yetip yetmeyeceğinin, gerekirse bilirkişi marifeti ile tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken beraat kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Sanık adına çıkartılan davetiyenin tebliğ edilemediğinin anlaşıldığı, bu haliyle sanığa İİK'nun 349. maddesinde belirtilen duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda karar verileceğinin ihtarını içerir davetiye tebliğ edilmeksizin yokluğunda yargılama yapılmak suretiyle savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında TCK. mad 53uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 T. 140/85 s. kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu olduğu-
B. eden ve kendisini vekille temsil eden sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmemesinin yasaya aykırı olduğu-
B. eden ve kendilerini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti tayin edilmesinin gerektiği-
Borçlu şirketin ticaret sicilinde belirtilen adresine Tebligat Kanunu mad. 35 uyarınca ödeme emri tebligatı yapılmasının ticaretin terk edildiği anlamına gelmeyeceği ve eylemin ticaret siciline kayıtlı adreste yapılan haciz ile öğrenildiğinin kabulü ile, kayıtlı olunan vergi dairesi müdürlüğünün yazısıyla mükellefin adreste bulunmadığının tespiti sonucu re'sen terk çalışmalarının başlatılmış olduğu anlaşıldığından, sanığın mahkumiyeti yerine, üç aylık şikayet süresinin geçtiği gerekçesiyle şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin hatalı olduğu- İİK. mad. 349/5'deki özel düzenlemeye rağmen, sanığa CMK’nun 176/2 ve 98/2. maddelerindeki şerhi içeren duruşma davetiyesi tebliği ile yetinilmesinin hatalı olduğu-
Borçlu şirkete ait ticari defterler ve kayıtlar bulunduğu yerden temin edilerek ve söz konusu çeklerin ödenip ödenmediği hususu ilgili bankalardan sorularak , üçüncü şahıs Ltd. Şti’ne ait ticari defter ve kayıtlarla karşılaştırmalı olarak bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, inceleme ve karşılaştırma sonucu, borçlu şirket ile üçüncü şahıs arasında kesinleşmiş ve muaccel bir alacak ilişkisinin bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişiden aldırılacak bir rapor alınması gerektiği-
B. eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesinin gerektiği-
Bozma ilamına göre atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayet dilekçesinin reddi kararı verilmesinin hatalı olduğu-