Sanık hakkında 5941 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı koruma tedbirinin uygulanması kararı bulunmasına göre, hüküm fıkrasında "Çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklanmasına, daha önce verilen yasakların devamına" denilerek çelişkili hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Suç adının "Çekle İlgili Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına Sebebiyet Verme" olduğu-
İstinaf dilekçesinin CMK 277. maddesi gereğince müşteki vekiline tebliğ edilmediği anlaşıldığından, istinaf dilekçesinin müşteki vekiline tebliğ edilerek, cevap dilekçelerinin eklenmesinden sonra iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
İlk derece mahkemesince verilecek cezanın 5941 sayılı Kanunun 5/1 maddesi uyarınca çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı az olamayacağı, çek bedelinden bankanın ödemekle yükümlü olduğu miktar düşürülmesi gerektiği- 5083 sayılı Kanunun 2. maddesine -5335 s. Yasanın 22. maddesi ile eklenen- fıkra uyarınca "1 TL’nin küsurunun hesaba katılamayacağı"-
Sanık hakkında hüküm kurulurken hükmün 4. paragrafında adli para cezasının TCK'nın 52/4.maddesi gereğince taksitlendirmede infaz aşamasında tereddüte yol açacak şekilde taksit aralığının gösterilmemesinin Yasa'ya aykırı olduğu-
09/08/2016 tarihinden önce karşılıksız çıkan çeklerden dolayı icra mahkemelerinin görevli olmadığı, yetkili ve görevli makamın ilgili Cumhuriyet Savcılığı olduğu- Sanığa isnat edilen eylemin, çekin karşılıksız çıktığı tarihte idari yaptırım gerektirmesi nedeniyle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken dava dilekçesinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu-
Her ne kadar mahkemece karşılıksız çek suçuna ilişkin şikayetin Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılacağından bahisle şikayetin reddine karar verilmiş ise de, şikayete konu 03/09/2016 keşide tarihli 0410934 seri nolu çekin muhatap bankaya ibrazında 05/09/2016 günü muhatap banka tarafından çek arkasında düşülen şerh içeriği dikkate alındığında sanıkların üzerilerine atılı "karşılıksız çek düzenleme" suçunun oluşmayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesinin Kanun'a aykırı olduğu, ancak bu hususun, olayın daha fazla aydınlatılmasına ihtiyaç duyulmadan ve duruşma yapılmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan yine yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Karşılıksız çek düzenleme suçundan açılan davada şikayetten vazgeçme nedeniyle İİK. mad. 354 gereğince "davanın düşürülmesi", "yargılama giderlerinin müşteki üzerinde bırakılmasına" karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 353/2.maddesine göre, icra mahkemesinin suçlardan dolayı verdiği hükümlerle ilgili olarak 5271 sayılı CMK'nun kanun yollarına ilişkin hükümleri uygulanacağı- CMK. mad. 223/8 uyarınca durma kararlarına karşı ancak itiraz yoluna başvurulabileceği- İcra ceza mahkemelerinin, asliye ceza mahkemesine denk olduğunun kabul edildiği- İİK. mad. 353/1'deki tek icra ceza mahkemesi olan yerlerde o icra ceza mahkemesince verilen disiplin hapsi ve tazyik hapsine ilişkin kararlara karşı aynı yerde bulunan asliye ceza mahkemesinin itiraz mercii olarak kabul edilmesinin de bu durumun bir göstergesi olduğu- Asliye ceza mahkemesine denk olan icra ceza mahkemesince verilen ve itiraz yolu açık olan kararın inceleme mercii ağır ceza mahkemesi olduğu- İcra ceza mahkemesince verilen durma niteliğindeki kararda, "istinaf kanun yolunun açık olduğu" belirtilmiş ise de; bu durumun kararın tabi olduğu itiraz kanun yolunu değiştirmeyeceği-
Müşteki tarafından icra ceza mahkemesine verilecek olan şikâyet dilekçesinin, şüpheli veya şüphelilerin isimleri ve şikâyet konusu olaya ilişkin bilgileri taşıması gerektiği- Karşılıksız çek şikâyetine ilişkin dilekçede dilekçenin üzerine el yazısı ile tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişi sanıkların T.C. numaraları yazılmak suretiyle paraflandığından, sanıklar hakkında yargılamaya devam olunması gerektiği- Çekin bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığı, bankanın ödemekte yükümlü olduğu 1.290,00-TL'nin ödendiği, sanıkların suça konu çekin ibraz tarihinde karşılığını bankada bulundurulmayarak üzerlerine atılı suçu işledikleri ve sanıkların çek hesabı sahibi tüzel kişi şirket yetkilileri oldukları sabit olduğundan, 5941 s. Çek K. mad. 5/1 uyarınca cezalandırılmaları gerektiği-
Şikayet tarihi itibariyle 6728 s. S. Yasa'nın 63. maddesi yürürlükte olmasına rağmen ilgili maddenin yürürlük tarihinin 31/12/2017 olduğundan bahisle, 5941 s. Yasanın 3. maddesine göre karşılıksız çekten kaynaklanan şikayetin Cumhuriyet Başsavcılığına yapılması gerektiğinden usul yönünden davanın reddi gerekçesiyle şikayet dilekçesinin evrak üzerinden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Şikayet dilekçesinde sanık olarak gösterilen tüzel kişi şirketin gerçek kişi yetkilisi anlaşılamadığından ve tüzel kişi hakkında cezalandırma imkanı bulunmadığından, bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-