Sanıklar hakkında rehnin paraya çevrilmesi suretiyle ilamsız takibe girişilmesi neticesinde araca ... tarihinde haciz işlemi uygulandığı, bu haliyle, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı-
Önceki adresinde bulunamayan sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılarak MERNİS adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesine göre tebliğ yapılması gerektiği, ancak MERNİS adresinin olmadığının tespiti halinde 35. maddeye göre eski adrese tebliğ işlemi yapılabileceği- Duruşma davetiyesinin sanığın yetkilisi olduğu anlaşılan borçlu şirketin ticaret sicilinde müseccel adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulsüz tebliği ile sanığın yokluğunda yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanmasının hatalı olduğu- Sanığın yetkilisi olduğu borçlu şirketin müseccel adresinde yapılan zabıta araştırmasında, firmanın adreste bulundığu ve 2015 yılı içinde adresten ayrıldığı, Vergi Dairesi’nin müzekkere cevabına göre borçlu şirket hakkında re’sen terk işlemi uygulandığı buna rağmen şirketin ticaret sicilindeki kaydının faal göründüğü gözetilerek, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, haciz işlemi uygulanmadığından bahisle beraat hükmü kurulmasının isabetsiz olduğu-
Borçlu şirketin yetkililerinin ticaret sicil memurluğundan sorulup, ismi bildirilenlerin şikayet dilekçesinde adı geçen sanıklarla aynı kişiler olması halinde nüfus müdürlüğünden de anılan kişilerin TC kimlik numaralarına ulaşılabileceği gibi, şikayetçi vekiline de sanıkların açık kimlik bilgilerini bildirmesi için süre verilmesi hususunun gözetilip yargılamaya devam edilerek sonucuna göre hukuki durumun takdiri yerine, tensip zaptıyla yazılı şekilde şikayet dilekçesinin reddine karar verilmesinin Kanun'a aykırı olduğu-
Kişinin çekin keşide ve ibraz tarihlerinde ceza infaz kurumunda bulunmuş olmasının tek başına çekin karşılığını bankada hazır bulundurma yükümlülüğünü ortadan kaldıran bir sebep olarak değerlendirilemeyeceği- Konkordato kararının suç tarihinden sonra verildiği ve dava konusu çek ile ilgili "karşılıksızdır" işlemi yapılması nedeniyle suçun unsurlarının oluştuğu-
Konkordato talebinin, tedbir talebinin de kabulü ile borçlu şirketin nakit sıkışıklığı yaşaması nedeniyle geçici ödeme sıkıntısı yaşadığına ilişkin iddiaların kabul gördüğü anlaşıldığından, suç tarihinde çek bedelinin karşılıksız bırakılmasında atılı suç unsurlarının oluşmadığının kabulü gerektiği-
Konkordatoya başvuran ve İİK. mad. 285 vd. uyarınca alacaklılarının takibe geçmemesi bakamından geçici korunma sağlayan borçlu şirketin, şikayete konu çek bedelinin ödenmemesi için çekinme hakkına sahip olduğu ve diğer alacaklıların menfaati bakımından alacağın diğer alacaklarla birlikte belirli bir ödeme rejimi içinde ödenmesi yolunda yükümlülüğün de doğmuş olduğu- Çeke bağlı alacak bakımından ceza verilerek ödenmesinin sağlanmasının, konkordato çerçevesinde yapılacak ödeme rejiminin de bozulması anlamına geleceği, yasanın sağladığı imkanın bu şekilde ortadan kaldırılması ve diğer alacaklılar bakamından dezavantajlı duranı oluşturulmasının da hatalı olduğu-Alacağın haciz veya iflas yoluyla ile tahsili için takibine devam edemeyen alacaklının şikayeti nedeniyle ceza verilmesinin de ayrı bir çelişkili durum oluşturacağı-
Mahkemece davacıya dava konusu tazminat değerinin belirlenmesi ve nispi harç eksikliğinin tamamlaması için yargılama sırasında süre verildiği, davacının belirlenen süreden sonra harç yatırdığı gerekçesi ile tazminat talebinin usulden reddine karar verildiği ancak davacının belirlenen duruşma günü olan duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı görüldüğünden HMK. mad. 150 uyarınca dosyanın öncelikle işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece ilk tarafların katılmadığı duruşmada dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilip, yasal süreler beklendikten sonra davacı, tazminat yönünden dosyasını takip etmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yasal süreler beklenmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Davacının, davanın açılması sırasında yatırması gereken nispi karar ve ilam harcının peşin ödenmesi gereken kısmını yatırmadığı ve mahkemece de yargılama aşamasında ikmal ettirilmediği, davacı tarafından maktu harç yatırıldığı anlaşıldığından, mahkemece, dava değeri üzerinden peşin karar ve ilam harcının tamamlattırılması ve anılan eksiklikler giderildikten sonra genel hükümlere göre yargılama yapılıp davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
(09.08.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6728 s. Kanun'un 63. maddesi ile yapılan değişiklik öncesinde) ileri tarihli düzenlenip keşide tarihi olarak 09.08.2016 günü sonrası bir tarih yazılan çekin, değişiklik sonrasında kanuni ibraz süresi içinde ibrazında ”karşılıksızdır" işlemine tabi tutulması eyleminin suç olduğu- "İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemeyeceğine"na ilişkin TCK.'nun 7. maddesinin bu uyuşmazlıklarda uygulanamayacağı-