12. HD. 19.11.2019 T. E: 12457, K: 16690-
Haczedilen malın ihale bedelinin takibe konu alacak miktarını karşılaması halinde atılı suçun unsurlarının oluşmayacağı-
Sanığa meşruhatı içermeyen duruşma davetiyesi tebliğ edilip, yokluğunda yargılamaya devam edilerek, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gereği yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğu-
Hapis cezasına asgari hadden hükmedilirken, adli para cezasına gerekçe gösterilmeksizin asgari hadden uzaklaşılarak teşdiden hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğu-
Delillerin bütün olarak değerlendirilip; sonucuna göre hukuki durumunun takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile sanığın beraatine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu-
İlamlı icra takibinde ilamda yazılı borçlu vekiline tebligat yapılması yasal ise de cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçluya değil de borçlu vekiline icra emri tebligatının, cezai sorumluluk açısından hukuki sonuç doğurmayacağı-
Şikayetçi tarafa usulüne uygun duruşma davetiyesi tebliğ edilmeden, yargılamaya devamla 28/02/2019 tarihli duruşmaya katılmadığından dolayı İİK’nın 349. maddesi gereğince yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesi kararı verilmesinin yerinde olmadığı-
Şikayetçi vekilinin, 26/03/2014 havale tarihli şikayet dilekçesinde, İİK'nın 338. maddesi uyarınca cezalandırma isteği ile birlikte aynı Kanun'un 89/4. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunması karşısında, mahkemece, İİK'nın 89/4. maddesindeki “İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü gözetilerek, Harçlar Kanunun 32. maddesinde yer alan “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü uyarınca tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak yargılamanın yapılabilmesi için harcının yatırılması gerektiği de gözetilerek, nisbi peşin harç tamamlanmamışsa tamamlattırılıp, şikayetçi vekilinin, İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca tazminat talebi hakkında da hüküm kurulması gerekirken bu konuda hüküm kurulmamasının isabetsiz olacağı-
Borçlu şirketin şikayet tarihinden önce 29/04/2015 tarihinde tasfiye kararı aldığı ve bu kararın ticaret sicil gazetesinde 22/07/2015 tarihinde ilan edildiği, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında da anılan hususa değinilmek suretiyle atılı suçun bu nedenle yasal unsurlarının oluşmayacağı belirtildiği halde, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu-