Karşılıksız çek suçunda şikayet hakkının; çekin karşılığını tahsil amacıyla bankaya ibraz eden hamil ile, "karşılıksızdır" işlemi yapıldıktan sonra kendisine çek iade edilen, cirosu herhangi bir şekilde iptal edilmemiş olan cirantaya ait olduğu- Çek hesabı sahibinin bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemeyeceğini, bu şekilde temsilci veya vekil tarafından çek düzenlenmesi halinde cezai sorumluluğun çek hesabı sahibine ait olduğu- Şirket yetkilisinin keşide edilen çekin karşılıksızdır işlemine sebebiyet ve bu eylemden dolayı sanığın cezai yönden sorumluluğunun bulunduğu-
10/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 26/07/2017 tarih, 2016/191 esas, 2017/131 sayılı kararı ile 5941 sayılı Çek Kanununun 5/1. maddesinin "...çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun'a göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından..." bölümü suç ve cezaların kanuniliği ilkesine aykırı bulunarak iptaline karar verildiği, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu karşısında, Kanun'a aykırı olup bu nedenle hükmün bozulması gerekeceği, bu durum karşısında CMK'nın 280/1-a ve 303/1-a maddelerine göre yeniden yargılama yapılması gerekmeyip düzeltilmesinin mümkün bulunduğu-
5941 s. Çek Kanunun 5/1 maddesindeki "... hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı ibaresinden sonra çekin üzerinde yazılı bulunan düzenlenme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanunu göre ticari işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğundan iptaline karar verildiği- Sanığın bankanın sorumlu olduğu ve ödediği miktar düşüldükten sonra suça konu çekin karşılıksız kalan miktarı tutarında adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği- Sanık hakkında verilecek olan adli para cezasının miktarı 5941 Sayılı Kanunun 5/1 maddesi uyarınca çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamayacağı-
İcra ceza mahkemesine hitaben yazılan şikayet dilekçesinde şüpheli olarak gösterilmeyen kişilerin icra ceza mahkemesince araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal olanak bulunmadığı, yargılamanın ilerleyen safhasında da şikayet dilekçesinde şüpheli olarak gösterilmeyen bir kişinin sonradan şüpheli olarak bildirilmesinin de mümkün olmadığı-
Şikayetçinin, suç konusu çeki ibraz eden hamil  konumunda bulunmaması nedeniyle şikayet hakkına sahip olmadığı, şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi şirket yetkilisinin -dolandırıcılık suçundan yürütülen soruşturmada- "çekin teminat olarak verildiğini" beyan etmesi ve bu soruşturma dosyasına sunulan çek fotokopisi üzerinde keşide tarihinin bulunmaması gözetildiğinde, söz konusu çekin en geç ifade tarihi olan 27/04/2016 tarihinde keşide edildiği, karşılıksız kalan çeklerle ilgili cezai müeyyide getiren 5941 s. K.anun'un 5. maddesinde değişikliğin 09/08/2016 tarihinde yapıldığı, dolayısıyla "çekin düzenlendiği tarihte eylemin suç olarak düzenlenmediği" anlaşıldığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği-
Anayasa Mahkemesi'nce, 26/07/2017 tarih ve 2016/191 esas, 2017/131 sayılı iptal kararı ile "çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından" ibaresinin iptal edildiği- 5491 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1-2. cümlesi uyarınca hükmedilecek adli para cezasının çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamayacağından sanığın sonuç ceza olarak 28.710,00 TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA" karar verilmesi gerektiği-
Dava açan belge olması nedeniyle şikayetçi tarafından icra ceza mahkemesine verilecek olan şikayet dilekçesinin şüpheli veya şüphelilerin isimleri ve şikayet konusu olaya ilişkin bilgileri taşıması gerekli olmakla birlikte, bu dava dilekçesinin CMK'nun 170. maddesinde belirtilen iddianamenin bütün şekil şartlarını içermesi zorunluluğu bulunmadığından dilekçe ve ekindeki belgelerden şirket yetkilisi gerçek kişi ya da kişilerin kim olduğunun anlaşılması halinde bu kişiler hakkında yargılama yapılmasının mümkün olduğu-
Karşılıksız çek düzenleme suçuna ilişkin olarak cirantaların da şikayet hakkının bulunduğu-
Her çek yaprağının ayrı bir suç oluşturacağı ve bu nedenle sanık hakkında her bir çek için ayrı ayrı çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı uygulanması gerektiği- Sanık hakkında iki ayrı çekten dolayı mahkumiyet hükmü kurulduğu halde çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının hangi çekle ilgili olarak verildiğinin gösterilmemesinin hatalı olduğu- Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının bulunması halinde, bu yasağın devamına, bulunmaması halinde ise çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilmesi gerekirken hem daha önce verilen yasakların devamına hem de sanığın çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklanmasına karar verilmesinin hatalı olduğu- Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının yargılama sırasında mahkeme tarafından re'sen koruma tedbiri olarak uygulanması gerektiği, hükümle birlikte bu tedbire hükmedilmesi halinde ise güvenlik tedbiri niteliğinde olması nedeniyle aleyhe istinaf olmasa bile sanık lehine kazanılmış hak oluşturmayacağı-