Teminatın sadece 'borçlu'nun ihtiyati haciz nedeniyle uğrayacağı zararları karşılamak amacıyla değil, 'üçüncü kişi'lerin de uğrayacakları zararlar için gösterildiği–
Uygulanan ihtiyati haczin haksız olduğunun icra mahkemesinin iptal kararıyla saptanması nedeniyle ‘kusursuz sorumluluk’ ilkesi gereğince davacı borçlunun uğradığı zararlardan dolayı alacaklının sorumlu tutulması gerekeceği; maddi tazminat konusunda karar verecek olan yerel mahkemenin, BK’nun 43 ve 44. maddesi hükümlerini de göz önünde bulundurması gerekeceği–
Alacaklı ve borçlu arasındaki 'teminat muafiyet' ile ilgili sözleşme hükmünün, alacaklının teminat gösterme zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı–
Teminat alınmadan -kural olarak- ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği–
Borçlu (veya üçüncü kişi) tarafından 'haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat davası' açılmış olması halinde mahkemece teminatın iadesi talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği–
Banka vekilinin ihtiyati haciz kararı alabilmek için kendi bankasına ait teminat mektubunun, teminat olarak kabulünü isteyemeyeceği–
Teminatın iadesinin takibin kesinleşmesine ya da alacaklının muvafakatına bağlı olduğu–
5230 sayılı Kanunun 11. maddesine göre '4603 s. Kanuna tabi olan bankalarca, yeniden yapılandırma sürecinde açılmış ve açılacak takipler sonuçlandırılıncaya kadar' bu bankaların ihtiyati haciz taleplerinde teminat aranmayacağı–
Haksız icra takibi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada davacının imzasının taklit edilerek icraya konulduğunun sabit olması halinde, davalının (alacaklının) davacının oluşan zararından sorumlu olduğu–