Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceği, bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati haciz davacının isteği ile ilgili niteleme ve hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek ihtiyati tedbir koşullarının tartışılması ve ihtiyati haciz talebiyle ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken; ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
5230 sayılı Yasa'nın 11. maddesine göre yeniden yapılandırma sürecinde ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmayacağı-
Haksız ihtiyati hacizden alacaklının tazminata mahkum edilebilmesi için; davalı alacaklının kusurlu olmasının şart olmadığı- Haksız ihtiyatî haciz koyduran tarafın (tazminat davalısının) ödemekle yükümlü olduğu zararın, ihtiyatî haciz kararının icra edildiği tarih ile ihtiyatî haczin kalktığı tarih arasındaki dönemde meydana gelmiş olan zarar olduğu- Davacıların zararı ile haksız ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunduğunun ispatı yönünden öncelikle zararın ispatı yönünden sunulan delillerin değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde zararın ispatı yönünden deliller değerlendirilmeden doğrudan tazminat hesabının yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu- Taşınmazın satışa çıkarıldığı tarih ile ihtiyati haczin kaldırıldığı 28.08.2008 tarihi arasındaki ülkedeki ekonomik durum ve enflasyon gelişimi gözetilerek taşınmazın değer kaybedip kaybetmediği değerlendirilerek davacıların zararının tesbiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ihtiyati haczin kalkmasından sonraki tarih olan ikinci satış tarihine kadar olan zararın ve ilk satışta elde edilecek olan bedelin çeşitli yatırım araçlarında değerlendirilmesinin ortalaması alınarak hesaplanmasının hatalı olduğu- Davacıların taşınmazlarını ihtiyati haciz nedeniyle satamamalarından kaynaklanan zarar talepleriyle ilgili olarak, davacıların taşınmazı ihtiyati haciz nedeniyle satamaması nedeniyle bankalardan kredi kullanmak zorunda kaldıkları ve bu nedenle faiz ve masraf ödedikleri iddialarının incelenmesi gerektiği-
Sözleşmeden, "borcun vadesinin geldiği ve rehinle temin edilmemiş olduğu" saptandığından, verilen kararda hukuki bir isabetsizlik bulunmadığı ancak "alacağın kesin olarak saptanmasının yargılama gerektirdiğinden teminatsız olarak karar verilmemesi gerektiği" gerekçesi ile "itirazın kısmen reddi ile ihtiyati haciz talep edilen alacağın %20'si oranında teminat alınması" yönünde verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Haksız haciz nedeniyle tazminat davası açabilmek için icra dosyasının tarafı olmak gerekmediği-
Mahkemece, itiraz edenin ihtiyati hacze dayanak sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olup, kefaleti nedeniyle hakkında ihtiyati haciz kararı verildiği, itiraz eden borcun ipotekle teminat altına alındığından bahisle itirazda bulunmuş ise de ipoteğin asıl borçlunun borcunu teminat altına almakta olup, itiraz edenin kefaletten kaynaklanan borcunun teminatı olmadığı ayrıca alacaklı bankanın 5230 sayılı Yasa'nın 11. maddesi uyarınca teminattan muaf olduğundan itiraz edenin teminata ilişkin itirazının da yerinde görülmediği-
Taraflar arasındaki sözleşmelerde, alacaklı bankanın teminat göstermekten muaf tutulmuş olmasının, yasanın teminata ilişkin amir hükmünün nazara alınmamasını gerektirmeyeceği gibi alacaklı bankanın sıfatı ve talebe konu alacağın niteliği itibariyle ihtiyati haciz için teminat gösterilmesinin zorunlu olduğu-
İhtiyati haciz istemine ilişkin davada, mahkemece % 15 teminat mukabilinde alacaklı bankanın ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilse de, 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun’un geçici 4/2. maddesinde aralarında Ziraat Bankasının da bulunduğu bankalarla ilgili olarak “Yeniden yapılandırma süreci içinde, … her türlü ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz…” hükmü uyarınca, alacaklı Ziraat Bankası'ndan ihtiyati haciz taleplerinde teminat istenemeyeceği-
İhtiyati hacze itiraz eden tarafın haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat davası açtığı ileri sürülmediği gibi açılan menfi tespit davasının da teminatın iadesine engel olmayacağı-
Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği-